ANNELER ve KUDÜSLER

Tûr Dağı’nı yaşa

Ki bilesin nerde Kudüs

Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum

Ayarlanmadan Kudüs’e

Boşuna vakit geçirirsin

Buz tutar

Gözün görmez olur

Gel

Anne ol

Çünkü anne

Bir çocuktan bir Kudüs yapar

Adam baba olunca

İçinde bir Kudüs canlanır

Yürü kardeşim

Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin.

Nuri Pakdil

Kadın, analık donanımı dolayısıyla muhteşem bir yaratım gücüne sahiptir. Kadın; eder, eyler, yapar, kılar, temizler, büyütür, eler ve daha nice meşakkatli işleri halleder. İnsanlık tarihi boyunca ne çok izzet ve aynı zamanda zarafet üretmiştir kadınlar.

Gazzenin kahramanlarına şahitlik ettiğimiz günlerden geçiyoruz… Cihad başlayalı neredeyse bir yıl olmak üzere. Mesela, Ebu Ubeyde’nin izzetli seslenişine kulak kabartırken aklıma pak anacığı geliyor. Yaşıyorsa ne denli hamd ediyordur Rabbine, kim bilir! Heniyye’nin annesini bir düşünün. Bir anne başka ne ister bu izzetten gayri!

Önünde, boy boy evlatları şehit edilerek serilmiş nice kadına şahit olduk. Hatta bazen naşı bile olmayan evlatlarının şahadetine gözyaşı döken kadınlara.

Kocasının cihadıyla övünen, kendi cihadını setreyleyen nice kadına…

Şehadet parmağını minare misali göğe kaldıran, mızrak misali düşmana sallayan nice nice kadınlara…

Ayaklarının altında cennet olan nice annelere…

Kalmak mı zor gitmek mi?

Bu kadınlar kalanlardan… Ne büyük bir imtihan! Ama nasıl da yükleniyorlar yüklerini. Nasıl da minnetsiz arşınlıyorlar arzı! Hayatlarına rehber edindiklerinden olsa gerek ayetler onların ağzında yeniden inzal olurcasına tesirli! Şehitler bir kez şehit oldular bu kadınlar ise onlarca kez şahit!

Şehitlikleri de en az şahitlikleri kadar aziz bu annelerin. Her an şehadet nasip olur diye nice hassas tedbirler alıyorlar cihatlarına leke gelmesin için. Öteki Dünyaya imanı ve Rabbe itimadı ete kemiğe büründürünce bu mücahideler ortaya çıkıyor.

Bu pür-ü pak analarımız, ablalarımız, hocalarımız olan kadınlar Meryem’in, Hanne’nin, Asiye’nin ve Fatıma’nın çağdaş kardeşleri ve sancaktarları sanki. İmanlarındaki samimiyet her seferinde ümmete ümit oluyor. Cihad’a da analık yapan bu kadınların her bir hareketi birer şanlı ders. En acılı anında bile iffetine, en zor zamanında bile izzetine, en meşakkatli anında bile merhametine dikkat eden bu kadınların cennetleri Firdevs olsun!

Ağlarken tevekkül eden, kanarken hamd eden, sağaltırken şükreden, gömerken zikreden, bakarken kâfiri titreten bu kadınların varlığı ümmet için bir umut aşısıdır. Gazze ve Filistin davası bu yiğit analar ile yürümektedir.

Bu kadınların pek çoğu tıpkı diğer Gazzeliler gibi Mescid-i Aksa’yı dahi görmemişler. Buna rağmen ümmet ve Kudüs bilinçlerindeki derinlik her konuşmalarında kendini belli ediyor. Bu kadınlar kelimenin tam anlamıyla birer öğretmen. Hayranlık duyduğumuz mücahitlerin cihad şuuru bu kadınların rahimlerinde bu kadınların sayesinde elde edilebilecek bir şuur. Zarafetin de letafetin de ihlâsın da takvanın da Gazze topraklarında mayalanmasının en önemli failleri Gazzeli kadınlar.

Gazzeli anneler, tertemiz. Gazzeli anneler, mütesettir. Gazzeli anneler, mahzun. Gazzeli anneler âlim. Gazzeli anneler hafız. Gazzeli anneler birer yürüyen ayet.

Bu anneleri ağlarken görüyoruz ama hiç şikâyet etmiyorlar. Bu anneleri feryat ederken görüyoruz ama hiç asi olmuyorlar. Bu anneleri koşarken görüyoruz ama hiç kaçmıyorlar. Bu anneleri teröristlerle karşı karşıya gördük ama hiç korkmuyorlar. Bu anneler şehit olmak ve şehit olacak çocukları yetiştirmek için yaşıyorlar. Bu anneler Kudüs davasına da analık yapıyorlar.

Yüzü kapalı mücahid oğlunun yüzünü açıp, korkma, diye bağıran anne! N’olur bize de öğret korkmamayı! Yıllar sonra kucağına aldığı bebeğini şehit veren anne! Bize de öğret alanın da verenin de O olduğunu. Evini sırtına alıp ailesinden kalanlarla hicret eden anne! Bize de öğret hicretin kaçış olmadığını. Ey Gazze’nin kadınları, Ey Cihadın anneleri! N’olur bize de öğretin onurlu ve izzetli bir hayatın nasıl yaşanacağını…