İslam DüÅŸüncesi sitesi olarak hazırladığımız ve Ocak ayı boyunca yayınladığımız "ModernleÅŸme" dosyasında; alim, düÅŸünür, sosyolog, akademisyen kimlikli sekiz farklı yazarla moderniteyi ve modernleÅŸmeyi ele aldık. Dosya kapsamında verilen cevaplarda öne çıkan baÅŸlıkları sizler için özetledik.
"Modernite, Batı’nın kendisini kendisiyle epistemolojik ve teolojik bir çatışma üzerinden var kılması durumudur"
Dosya sorularına verdiÄŸi cevapta Muhammed Garip Cesur modern Avrupa düÅŸüncesinin, temel anlayışını kadim Yunan düÅŸüncesinin Aydınlanma felsefesinden ilham alıp yeniden var etmesiyle ortaya çıkmış bir tasavvur olduÄŸunu söylemektedir. Modernite olarak ifade edilen bu durum, Batı’nın kendisiyle epistemolojik ve teolojik bir çatışma üzerinden var kılmasıyla ortaya çıkmış bir durumdur. Bu baÄŸlamda modernleÅŸmenin ve aydınlanmanın en temel ikonik göstergesi olarak yeni Avrupa tarzı düÅŸüncenin popülerleÅŸmesi, dinin gerilemenin bir unsuru olarak gösterilmesi, akıl ve bilimin gelenek karşısında tahkim edilmesi, sanat, estetik ve ahlak anlayışının kendini reforme ederek yeniden var etmesi olmuÅŸtur.
"İlerleme eksenli modernite geri kalmanın sebebini dine/İslam’a baÄŸladı"
Dosya sorularımıza verdiÄŸi cevapta Prof. Dr. Mustafa Aydın ilerleme eksenli modernitenin, Müslüman toplumların öncelikle aydınlarını ipotek altına almakla kalmadığını, geri kalmanın sebebini dine/İslam’a baÄŸladığını söylemektedir. Halbuki refah, din ile ilgili deÄŸil, bir nesnel dünya iÅŸidir. Onun için Kur’an’da refahı emreden ve yasaklayan bir ayetle karşılaÅŸmayız. Refah, ÅŸartların gereÄŸi gerçekleÅŸir ve özel olarak yasaklamaya gerek olmaksızın deÄŸerlerin sınırında durur. DeÄŸer üretilmez, refah üretilir, sınırını da deÄŸerler belirler. Müslümanlar, çaÄŸdaÅŸlaÅŸma adına, emanet, adalet, vb. gibi İslam’ın yüksek deÄŸerlerini atlayıp Batının araç deÄŸerlerini nihai deÄŸerler olarak benimsediler.
"İslam, gelenekselliÄŸin ve modernliÄŸin daha ötesinde, ona inananlar için Allah’ın seçtiÄŸi dindir"
Dosya sorularına verdiÄŸi cevapta Prof. Dr. Mahmut Hakkı Akın doÄŸrudan modernlik ile İslam’ı birbirlerine özdeÅŸ inançlarmış gibi karşılaÅŸtırmanın eksik tarafları olduÄŸunu söyler. İslam’ın bütünüyle modernliÄŸe, modernizme karşı olduÄŸu bir “İslam ve modernlik” kıyası bir dönem fazlaca vurgulanmış ve hatta literatürü domine etmiÅŸtir. İslam, gelenekselliÄŸin ve modernliÄŸin daha ötesinde, ona inananlar için Allah’ın seçtiÄŸi dindir. Elbette modernleÅŸmenin Batı medeniyetine özgü bazı yönlerinin tartışılması ve bu sürecin gayriinsani yönelimleri olduÄŸu tespit edilebilir. TekniÄŸin geliÅŸmesinin siyasi ve iktisadi güç için araçsal hale gelmesiyle iÅŸleyen sistemin insanı insanlığına yabancılaÅŸtırması, bir kesime refah saÄŸlarken baÅŸkalarının zulüm altında yaÅŸamalarına sebep olması gibi pek çok örnek verilebilir. Gayriinsani olan aynı zamanda gayri İslamidir. Ancak gayriinsani durumlar sadece modernleÅŸme ile ortaya çıkmamıştır. Her devirde cahiliye ve cahiliye kaynaklı kötülükler var olmuÅŸtur. Dolayısıyla, kendi içinde pek çok parametresi olan bir süreç olarak modernleÅŸmenin bütünüyle kabulü kadar bütünüyle reddine de ihtiyatla yaklaÅŸmak gerekir.
"Gelenek ve modernlik yüzyıllardır birbirine muhalif söylemler olarak kurgulanmıştır"
Dosya sorularına verdiÄŸi cevapta Prof. Dr. Cevat Özyurt gelenek ve modernlik yüzyıllardır birbirine muhalif söylemler olarak kurgulandığını söylemektedir.. Ancak günümüzde modernistlerin önemli bir kısmı klasik modernizm anlayışını devam ettirmenin imkânsızlığını görmüÅŸlerdir; gelenekçiler ise modernitenin ürünlerine, kurumlarına ve yöntemlerine duyarsız kalarak var olmalarının imkânsızlığını görmüÅŸlerdir. Gelenekçiler modernliÄŸe yakınlaşırken, modernistler de manevi, dinsel ve tarihsel unsurlara karşı tavır almanın insanı yabancılaÅŸtırıcı sonuçlar doÄŸurduÄŸunu gözlemleyip, katı tutumlarını esnetmiÅŸlerdir. Bu durumu birçok sosyal bilimci post-modernite olarak adlandırmaktadır. Müslümanlar için post-modernite bir bakıma hâkim ötekileÅŸtirme söylemleriyle daha az karşılaÅŸmak anlamına gelir. Ancak dinlerin sosyal ve siyasal alanda varlık göstermesi konusunda takıntılı görünmeyen Post-modernistler günümüzde sınırsız kiÅŸisel seçimleri sorgulayan dini ve kültürel kimliklerin/hareketlerin hoÅŸgörü katsayısını eksik bulduklarında aniden bu kimlikleri ve hareketleri dışlayan bir tutum takınabilmektedirler. Günümüzde Batı dünyasında yaygınlaÅŸan din korkusu ve islamofobi gibi olguların temelinde ultra özgürlükçü post-modern tutumun bulunmasını fark etmek, yeni çatışmanın zeminini anlamak açısından önemlidir.
"İslam hiçbir ÅŸeyin karşıtı ya da alternatifi deÄŸildir. Kendisi bizatihi bir iddia ve inÅŸadır"
Dosya sorularına verdiÄŸi cevapta Prof. Dr. Kudret Bülbül İslam'ın hiçbir ÅŸeyin karşıtı ya da alternatifi olmadığını söylemektedir. Kendisi bizatihi bir iddia ve inÅŸadır. Böyle bakınca ben doÄŸal olarak İslamı modernleÅŸme de dahil herhangi bir ÅŸey ile karşıtlık ya da alternatiflik iliÅŸkisi içerisinde kurgulamıyorum. ModernleÅŸme, küreselleÅŸme, demokratikleÅŸme, sekülerleÅŸme ya da her ne olursa olsun, İslam’ın temel doÄŸruları, pratikleri ve bin yılı aÅŸkın medeniyet birikimi açısından deÄŸerlendirilir. Uygun olanlar benimsenir, revize edilecek olanlar düzeltilir ve reddedilecek olanlar da reddedilir. İslam, bir devre ya da topluma ait olan statik, duraÄŸan, donuk bir düÅŸünce deÄŸildir. Temel doÄŸruları/ilkeleri çerçevesinde İslam düÅŸüncesi her devirde ya da toplumda kendisini yeniden üretir.
"Osmanlı toplumunun modernleÅŸmesi ile 1923 temelli Modern Türkiye sürecindeki modernleÅŸme arasındaki temel fark "Tevhid"in algılanmasındadır"
Dosya sorularına verdiÄŸi cevapta Prof. Dr. Osman ÅžimÅŸek Osmanlı toplumunun modernleÅŸme-emperyalizm iliÅŸkisi ile 1923 temelli Modern Türkiye sürecindeki modernleÅŸme-emperyalizm iliÅŸkinin arasındaki temel farkın "Tevhit" algılaması olduÄŸunu söylemektedir. 19. Yüzyıl sürecinde baÅŸlayıp 1918’e deÄŸin gelen modernleÅŸme iliÅŸkisinin tarafları her ÅŸeyden önce İslam’ın yeniden inkiÅŸafını, ıslahını, ihyasını amaçlayan bir tutum ve zihniyet içerisindeydiler. Her biri, takip ettikleri ekol/anlayışa göre, Osmanlı Devletinde İslami öze yeniden dönüÅŸümün oluÅŸumunu saÄŸlamayı amaçlamaktadır. 1923 Modern Türkiye’sinin önceki dönemden temel farkı “tevhid”in sosyal düzen, sosyal sisteme yön veren etki alanlarının tamamen kaldırılmış olmasıdır.
"SekülerleÅŸmenin dini deÄŸerleri ortadan kaldıracağı iddiası yalanlanmış görünmektedir"
Dosya sorularına verdiÄŸi cevapta Prof. Dr. Mustafa Tekin sekülerleÅŸmenin dini deÄŸerleri ortadan kaldıracağı iddiasının yalanlanmış olduÄŸunu söylemektedir. Esasen bu iddianın gerçekleÅŸmesi de kanaatimizce pek mümkün deÄŸildir. Zira insanın en önemli niteliÄŸe “aÅŸkın” boyutlu olması ya da “aÅŸkın”a müracaat ederek kendisini kurmasıdır. Dikkat edilirse Peter L. Berger gibi teorisyenler klasik sekülerleÅŸme teorisinden geri çekilmiÅŸlerdir. Fakat bugün post/modern dönemde yeni dinsellikler ortaya çıkmaya baÅŸlamıştır. KurumsallaÅŸmış dine yönelik eleÅŸtiri ve geri çekilmeler devam ederken, postmodern dinimsi yapılar, spritüel ayinler hatta seküler kutsallar insan hayatında kendi yerlerini almışlardır. Bu durum, bir yandan dinin insan için vazgeçilemezliÄŸine iÅŸaret ederken, diÄŸer yandan insan(lığ)ın yeni dinsel inÅŸalar yaptığını anlatmaktadır.
Fakat her halükarda modernleÅŸmenin belirli ölçüde toplumlarda sekülerleÅŸme eÄŸilimleri yarattığını söyleyebiliriz. Müslümanların belki üzerinde düÅŸünmeleri gereken ÅŸey; dünyada yaÅŸayan varlıklar olarak kendi düÅŸünce ve pratiklerindeki referans sistemlerini yeniden gözden geçirmeleridir. Mütevazi peygamberi yaÅŸama tekrar bakmalarıdır.
"İslam dünyasının modernleÅŸme hikayesinden bahsederken her bir İslam ülkesinin kendisine mahsus bir tecrübesinin olduÄŸunu belirtmek gerek"
Dosya sorularına verdiÄŸi cevapta Adem Ceylan İslam dünyasının modernleÅŸme hikayesinden bahsederken her bir İslam ülkesinin kendisine mahsus bir tecrübesinin olduÄŸunu belirtmek gerektiÄŸine dikkat çekmektedir. Bu önemli detaya raÄŸmen Arap Baharı sonrasında batılı devletlerin gösterdiÄŸi refleksin Aksa Tufanı’yla inkârı mümkün olmayan bir tavrı ortaya çıkarması İslam dünyasının modernitenin bagajında olan tüm kavram setine karşı güçlü bir sorgulama sürecini tetikledi. Post modern düÅŸünürlerin modernlikle alakalı tüm sorgulamalarının günün sonunda modernitenin kendini restore etmesine yaradığı birçok isim tarafından ifade ediliyor. İslam dünyasında ÅŸu an nüve halinde bulunan sorgulama sürecinin çok uzak olmayan bir zaman diliminde Batı modernleÅŸmesinin zorunlu neticesi gibi kabul edilen Batılı hegemonyanın sonunu getireceÄŸini ifade edilebilir.