Prof. Dr. Mahmud Hüseyin: 7 Ekim zaferi Filistin halkında topraklarını kurtarma ve bağımsız bir devlet kurma umutlarını yeniden alevlendirmiştir

  • PaylaÅŸ:
  • Tarih: 15 Ekim 2024     Y: Mahmud Hüseyin    Yazdır
img
Prof. Dr. Mahmud Hüseyin: 7 Ekim zaferi Filistin halkında topraklarını kurtarma ve bağımsız bir devlet kurma umutlarını yeniden alevlendirmiştir

Müslüman KardeÅŸler Genel Rehberi Vekili Prof. Dr. Mahmud Hüseyin "Aksa Tufanı" dosyası kapsamında İslam DüÅŸüncesi'nin sorularını yanıtladı.

          1. Aksa Tufanı hamlesine nasıl bir anlam yüklüyorsunuz?

Bizim için Aksa Tufanı hamlesi, Filistin halkının topraklarını kurtarmaya ve bütün Filistin üzerinde baÅŸkenti Kudüs-ü Åžerif olan bağımsız bir devlet kurmaya yönelik aralıksız devam eden cihadının en önemli aÅŸamalarından biridir.

          Bu süreci önceki operasyonlardan, kıyam hareketlerinden ve maruz kalınan katliamlardan farklı kılan yönler nelerdir?
Bu operasyonu önceki operasyonlardan ayıran en önemli noktalar ÅŸunlardır:

  1. Ani ve sürpriz bir hamle olup, Siyonist düÅŸman ordusunun dengesini bozmuÅŸ ve birkaç saat içinde ona Arap-Siyonist çatışma tarihindeki en büyük yenilgiyi yaÅŸatmıştır. Bu da hamlenin iyi bir ÅŸekilde planlandığını, üstün beceriyle ortaya konulduÄŸunu ve cesur bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirildiÄŸini ortaya koymaktadır.
  2. "Yenilmez ordu"ya dair bu zamana kadar yapılan propagandaların sahteliÄŸini ortaya çıkarmış ve Batı propagandası tarafından üretilen Siyonist ordunun sahte halesini dağıtmıştır.
  3. Filistin halkının Allah'a iman, iyi hazırlık ve eldeki mümkün askeri teçhizatla topraklarını kurtarabileceÄŸini bize ve herkese kanıtlamıştır.
  4. Aynı zamanda, Arap sisteminin kırılganlığını ve İslam dünyasının Filistin davasını desteklemedeki zayıflığını ortaya çıkarmış, bununla birlikte Arap ve İslam halklarının Filistin davası etrafında birleÅŸtiÄŸini ve özgür dünya halklarının da bu desteÄŸe katıldığını göstermiÅŸtir.
  5. Batının ikiyüzlülüÄŸünü ortaya koymuÅŸ ve batının insan hakları ile halkların topraklarını özgürleÅŸtirme hakkı konusunda sahte sloganlarının çöktüÄŸünü göstermiÅŸtir.

          2. Aksa Tufanı üzerinden bir yıl geçti. İlk dönem yapılan deÄŸerlendirmeler ve ÅŸu an yapılan yorumlar arasında hangi benzerlik, farklılık ya da tutarsızlıklar var?

İlk günlerde, özellikle Arap dünyasında birçok kiÅŸi bu "tufanı" plansız bir macera ve umutsuz bir intihar giriÅŸimi olarak gördü. Ancak bu deÄŸerlendirme, bir yıl boyunca devam eden savaşın önemli sonuçları ve direniÅŸin, ordusunun yenilmezliÄŸiyle övünen Siyonist rejimle olan çatışma tarihinin hiçbir döneminde görülmemiÅŸ tarihi mukavemeti ile çeliÅŸmektedir.

          YaÅŸanılan bir yıllık süreci nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Hamas Hareketi'nin tam askeri destekle donatılmış bir orduyu hazırlıksız yakalayıp tüm istihbarat sistemlerini ve savunma hatlarını birkaç saat içinde aÅŸması ve bütün dünyanın takip ettiÄŸi büyük baÅŸarıyla operasyonun bütün hedeflerini gerçekleÅŸtirmesi, ardından savaÅŸçıların çok sayıda esirle birlikte Gazze Åžeridi'ne geri dönmesi ve kimsenin onları engellememesi, benim görüÅŸüme göre, Aksa Tufanı savaşını Siyonist rejimle olan çatışma tarihindeki en önemli olay haline getiriyor. Bu savaÅŸta Siyonist orduya en büyük yenilgi yaÅŸatılmış, bu da düÅŸman Siyonistlerin aklını kaybetmesine ve Batı'daki destekçileri ile müttefiklerini ÅŸaÅŸkına çevirmesine neden olmuÅŸtur.

Bu büyük zafer, Filistin halkında topraklarını kurtarma ve bağımsız bir devlet kurma umutlarını yeniden alevlendirmiÅŸtir. Neredeyse unutulmaya yüz tutmuÅŸ Filistin davasını tekrar dünya gündeminin odağına taşımış ve dünya Hamas'a ve diÄŸer direniÅŸ gruplarına büyük ilgi göstermeye baÅŸlamıştır.

Bu zafer, benim görüÅŸüme göre, Oslo süreci, normalleÅŸme ve düÅŸmana boyun eÄŸme dönemini sona erdirmiÅŸ, aynı zamanda yeni bir çağın, zafer ve kurtuluÅŸ çağının ilk harflerini yazmıştır.

          3. İslami bir hareket olan HAMAS öncülüÄŸünde geliÅŸen Aksa Tufanı, İslamcılık tartışmalarını ve İslami hareketlerin düÅŸünsel ve kurumsal yapılanmasını nasıl etkiledi/etkileyecek?

Åžüphesiz ki bu tufan, İslamcıların moralini en üst seviyeye çıkarmış ve Filistin'i kurtarma amacıyla yürüttükleri cihad projesine olan güvenlerini artırmıştır. Bu durum, onların tartışmalarına, diyaloglarına ve geleceÄŸe dair vizyonlarını oluÅŸturma süreçlerine olumlu bir ÅŸekilde yansımış, İslami projelerine olan inançlarını pekiÅŸtirmiÅŸtir. Aynı zamanda, hazırlık sonrasında Allah'ın mümin kullarına zafer vereceÄŸine dair güvenlerini de güçlendirmiÅŸtir.

          4. Aksa Tufanı sonrası gerek Filistin'de gerekse bölge ülkelerindeki mevcut statüko aynı ÅŸekilde devam edebilir mi? BangladeÅŸ'te seküler diktatörün devrilme sürecinde Aksa Tufanı'nın etkisi olmuÅŸ mudur? Benzer sonuçların yarım kalmış Arap devrimlerinde tekrarlanma olasılığı hakkında düÅŸünceleriniz nelerdir?

Åžüphesiz ki Aksa Tufanı'ndan sonra iÅŸgal altındaki Filistin'in ve bölge devletlerinin durumu, Filistin davası lehine daha iyi bir hal almıştır. Filistin halkında, direniÅŸinde ve beraberinde çoÄŸu durumda hükümetlerinin yüzüstü bırakışına raÄŸmen Arap ve İslam halklarında yeni bir ruh ve yeniden doÄŸuÅŸ tecelli etmiÅŸtir.

Ayrıca, dünya halklarının Filistin davasına destek olma yönündeki etkileÅŸimleri de daha olumlu hale gelmiÅŸtir. Dünya ülkelerinin sokaklarında ve meydanlarında, Amerikan ve Avrupa üniversitelerinin kampüslerinde Filistin’i destekleyen etkinlikler düzenlenmesi bunun en güzel örneÄŸidir. Aksa Tufanı dünya halkları, özellikle de Amerikan ve Avrupa halkları üzerinde büyük bir olumlu dönüÅŸüm yaratmış, hükümetlerinin Siyonist iÅŸgali ve bu iÅŸgalin çocuklar, kadınlar ve Filistin halkı hakkındaki suçlarını destekleyen taraflı tutumlarına karşı bir tepki oluÅŸturmuÅŸtur.

Aynı zamanda bu tufan, Arap halklarının ıslah ve deÄŸiÅŸim ruhunu canlandırmış ve Arap Baharı devrimlerini tamamlama isteÄŸini pekiÅŸtirmiÅŸtir. Benzer olumlu deÄŸiÅŸikliklerin, dünyadaki tüm ıslah ve özgürlük arayışında bulunan halklarda da gerçekleÅŸtiÄŸini düÅŸünüyorum.

Aksa Tufanı'nın 20 yıl boyunca halkı üzerinde acımasız bir baskı uygulayan Åžeyha Hasina'nın diktatör rejimine karşı BangladeÅŸ halkının devrimini desteklemede de bir etkisi olmuÅŸtur. Bu süreçte Hasina, İslam'a karşı amansız bir savaÅŸ açmış, halka karşı büyük zulümler ve suçlar gerçekleÅŸtirmiÅŸ ve İslami harekete, Cemaat-i İslami'ye karşı büyük ÅŸiddet ve baskı uygulamıştır. Bu süreçte, büyük liderlerinden beÅŸini idam etmiÅŸ ve Cemaat-i İslami'nin lideri Åžeyh Gulam Azam'ın, herhangi bir suçu olmaksızın hapiste hayatını kaybetmesine neden olmuÅŸtur. 90 yaşında olması ve birçok hastalıkla mücadele etmesi onların zalim tutumlarını deÄŸiÅŸtirmemiÅŸtir.

          5. İİT, Arap BirliÄŸi gibi örgütlerin konumu ne olacak? MeÅŸruiyetleri ve güvenirlikleri uzunca bir süredir yüksek sesle sorgulanan ve iflas ettiÄŸi söylenen uluslararası düzen yerine nasıl bir yeni dünya düzeni kurulacak? Büyük savaÅŸların galipleri tarafından kurulan dünya düzenin sonuna geldik mi?

Arap BirliÄŸi ve İslam İşbirliÄŸi TeÅŸkilatı açısından ÅŸunları söyleyebiliriz, bu yapılar neredeyse tamamen kaybolmuÅŸ durumdalar. Geriye sadece isimleri, gösteriÅŸli merkezleri ve neredeyse boÅŸ olan toplantı salonları ile büyük bütçeleri kalmış. EÄŸer bu bütçeler Gazze halkının ihtiyaçlarını gidermeye yönlendirilseydi, önemli bir kısmını karşılayabilirdi. Arap BirliÄŸi, Arap ülkelerini temsil ediyor ve bu ülkelerin çoÄŸu, Siyonist düÅŸmanla normalleÅŸme bataklığına düÅŸmüÅŸ durumda. İslam İşbirliÄŸi TeÅŸkilatı ise Arap devletlerine ek olarak büyük çoÄŸunluÄŸu Amerikan baskısı altında kalan İslam devletlerini kapsıyor. Bu nedenle, onlardan sadece fısıldama ÅŸeklinde sesler duyuyoruz. Hiçbir ülke, Gazze'ye bir damla su gönderme kapasitesine bile sahip deÄŸil. Güç ve kuvvet ancak yüce ve büyük olan Allah'a aittir

Dünya sistemi ise, dediÄŸiniz gibi, iflas etmiÅŸ durumda ve Arap halkları, İslam halkları ve hak ile özgürlükten yana olan dünya halkları arasında güvenilirliÄŸini kaybetmiÅŸtir. Bu sistem, özellikle Filistin davası gibi bizim meselelerimiz karşısında tutumlarını çifte standart üzerine inÅŸa eden bir dünya sistemidir.

Yeni bir dünya sisteminin ortaya çıkması konusunda gayba taÅŸ atmak istemem. Ancak, dünya üzerindeki özgür insanlar ve hak, adalet ve özgürlük savunucularını birleÅŸmeye ve bu istenen dünya sisteminin doÄŸması için azimle çalışmaya davet ediyorum. O zaman dünya, daha güvenli, adil ve huzurlu olacaktır.

          6. Alim, aydın, akademisyenler, kanaat önderleri, STK'lar İslam dünyasında, Batı'da ve diÄŸer bölgelerde Siyonist soykırımı karşısında nasıl bir tavır ortaya koymuÅŸlardır, gerekli performansı göstermiÅŸler midir?

Hepsi, dünya genelindeki tüm özgür insanlarla birlikte Gazze ve halkına yönelik iÅŸlenen soykırıma karşı bildiriler, protestolar ve konferanslarla seslerini yükselttiler. Ancak bu çabaların etkisi sınırlı kalmaktadır çünkü bu gruplar tutumlarını gerçekliÄŸe aktarma, Gazze ve Batı Åžeria'da Filistin halkına yönelik kitlesel soykırımı durdurma ve yıkım operasyonlarını engelleme konusunda uygulama gücüne sahip deÄŸildir.

          7. YaÅŸadığı anlam bunalımını teknolojik ilerleme ile kapatmaya çalışan, fütüristik bir gelecek kurgusuna, dijital dünya ve yeni sekülerleÅŸme dalgasını basamak kılan küresel hegemonya karşısında Aksa Tufanı dünya halkları için farklı seçeneklerin kapısını aralayabilmiÅŸ midir, bu süreçte İslami Hareketler nasıl bir rol üstlenmelidir?

Evet… Aksa Tufanı hamlesi, dünya halklarına, küresel egemenliÄŸe karşı her türlü deÄŸiÅŸim seçeneÄŸini deÄŸerlendirme kapılarını sonuna kadar açmıştır. Åžimdi, özgür hükümetlerin ve ulema, eÄŸitimciler, kadınlar, meslek grupları, öÄŸrenciler ve iÅŸçiler gibi her türlü kesimin bu harekete devam ederek batı egemenliÄŸine karşı mücadelelerini sürdürmeleri, yeni ve adil bir dünya sistemi aracılığıyla arzuladıkları hedefleri gerçekleÅŸtirmeleri gerekmektedir. İşte İslami hareketlerin rolü, bu halk hareketinin tam kalbinde yer almaktadır.

Yorum Yapın