İşkence Bahçesi

Dünyada cinselliÄŸin salt fıtrî bir arzu olmaktan çıkarılarak hudutsuz fantezilere nicedir kurban edilmesi vâkıası, ÅŸiddetin, dehÅŸetin, tecâvüzün, kanın etkili bir cinsel uyaran haline gelmesini oldukça yaygınlaÅŸtırmıştır. Tüm dünyada fetiÅŸ (1) ürünlerin, cinsel uyaran amaçlı sadist, mazoÅŸist metaların kendi içinde büyük bir pazar haline ulaÅŸması insanların giderek tabii cinselliklerden uzaklaÅŸtığını gösteriyor. Öyle ki artık pek çok cinsel sapkınlık türü dünyada normal kabul ediliyor; hukukî, cezaî tüm normların denetiminden kendisini kurtarıyor.(2) Kendisine asıl düÅŸman olarak insanı ve onun fıtratını seçmiÅŸ olan küresel büyük bir projenin insanın tabiatına dönük sistemli mütemâdi saldırıların meyvelerini vermesi olarak isimlendirilebilecek olan bu durum neticesinde akla hayale gelmeyecek her türlü parafili örnekleri sıklıkla görülmeye baÅŸlanmıştır. Tabii cinsellikler ruha taze kan pompalayacak uhrevî damarları tıkalı olanlara artık yetmemektedir. Bu dâimî açlık hali ise birçok kiÅŸiyi ya fâil ya da münfâil olarak vahÅŸetin eÅŸiÄŸine getirmekte ve aynı zamanda bir pazarın oluÅŸmasını saÄŸlamaktadır.

Tecâvüz ettiÄŸini cinsel haz duyarak öldürmek olarak tanımlanabilecek olan “cinsel Cinâyet”le, öldürerek yaÅŸanan cinsel hazza verilen “Haz Cinâyet”i arasında farklılıklar bulunmaktadır. Cinsel iliÅŸkinin olmazsa olmazı olan fiziksel birlikteliÄŸin gördüÄŸü iÅŸlevin yerini, “Haz Cinâyeti”nde kurbana yapılan iÅŸkence, sakat ve bırakma ve öldürme almaktadır. Mezkûr sapkınlıklar sayısız Hollywood filmine konu olmuÅŸtur. Altını tekrar çizerek belirtelim ki genellikle vahÅŸete susamış milyarderlerin vahÅŸet ihtiyacını te’mîn için kurban edilen mâsumların hikâyelerinin konu edildiÄŸi filmler sadece senaristin zihnî tasarımlarından ya da hastalıklı ruhunun yansımalarından kaynaklanmamakta bilakis var olan, bilinen, fısıldanan ÅŸeyler kaleme alınmaktadır. Hollywood’da bir konu çokça sinematografik evrene aktarıldıysa ya bir gerçekliÄŸe sahiptir ya da bunların olması isteniyordur.  Joel Schumacher’in yönetmenliÄŸini yaptığı Nicolas Cage’nin baÅŸrolünde oynadığı 1999 yapımı “8 Milimetre” filmi bu tarz filmlerin en baÅŸarılılarındandır. Åžiddet içerikli yeraltı pornosu olarak tanımlanan ve parası olanların kurbanlar buldurarak mâsumları en âdi yöntemlerle öldürttüÄŸü bir dünyayı anlatan filmin en çarpıcı cümlelerinden biri ÅŸöyledir: “ Gücü yetiyordu yaptı, yapabildiÄŸi için yaptı. Bunun için sebeb mi arıyorsun?”

Cinsel Cinayet ve Haz Cinayeti hakkında yazılmış en sarsıcı romansa Fransız yazar Octeve Mırbeau tarafından 1899 yılında kaleme alınan “İşkence Bahçesi” dir.  Kitap,  Clara isimli baÅŸkarakter üzerinden iÅŸkence görenleri izlemekten keyif almayı ve vahÅŸeti cinsel uyarılmanın zirvesi görmeyi anlatır:”… İnfaz, iÅŸkence bahçesinde yapıldı. Adam, düÅŸün, yere diz çökmüÅŸtü ve başı bir çeÅŸit cellat kütüÄŸünün üstüne dayalıydı... daha önce akmış kanlardan simsiyah olmuÅŸ bir kütüÄŸün üstüne... Sırtı ve böÄŸrü çıplaktı... bir sırt ve böÄŸür ki, eski altın gibi!.. Ben oraya, tam bir asker, adamın çok uzun olan saç örgüsünü yakalayıp, bunu, yerdeki bir döÅŸeme taşına gömülü bulunan halkaya baÄŸladığı anda vardım... İşkence görecek olan adamın yakınında, baÅŸka bir asker, demirci ocağının ateÅŸinde, ince, incecik bir demir çubuÄŸu kızdırmaktaydı... Ve iÅŸte... Beni iyi dinle!.. Beni dinliyor musun?.. Demir çubuk kor gibi kırmızı olduÄŸunda, asker, var gücüyle, bununla adamın böÄŸrünü kamçılıyordu... Çubuk havada ÅŸiÅŸÅŸt! diye ses çıkarıyordu... ve çok derinlere, kavrulup cızırdayan ve kırmızımtırak küçük bir buharın çıktığı kasların ta içine giriyordu... anlıyor musun? O zaman, asker, demir çubuÄŸu, ÅŸiÅŸip, üzerine kapanan etlerin içinde soÄŸumaya bırakıyordu... sonra, iyice soÄŸuduÄŸunda, bir kerede, ÅŸiddetle çekip çıkarıyordu... kopan kanlı et parçacıklarıyla birlikte... Ve adam acıdan haykırıyor, korkunç çığlıklar atıyordu... Sonra asker yeniden baÅŸlıyordu... On beÅŸ kere yeniden baÅŸladı!.. Ve bana öyle geliyordu ki, canımın içi, o çubuk, her vuruÅŸta, benim böÄŸrüme de giriyordu... Tüyler ürpertici ve çok hoÅŸtu!

SustuÄŸumdan:

- Tüyler ürpertici ve çok hoÅŸtu diye yineledi... O adamın ne kadar yakışıklı... ne kadar güçlü olduÄŸunu görseydin!.. Heykellere taÅŸ çıkartacak kaslar... Öp beni sevgili aÅŸkım... öp beni haydi!  (3)

Romanda her katlanılmaz iÅŸkence sahnesinde Clara’nın ÅŸeytani bir cezbeye kapılmasına dair sahneler sıklıkla tasvir edilmektedir. Clara yalnız deÄŸildir, hapishanelerde ölmekten beter halde yaÅŸayanları seyirlik bir eÄŸlence niyetine izlemeye gelen yığınla Avrupalı turist vardır. Turistlerden daha yüksek ücret ödeyenler ise dünyanın en güzel çiçeklerine, kuÅŸlarına sahip olan iÅŸkence bahçesine girmeye hak kazanırlar: “ Burada ise, iÅŸkence ve ölüm aletleri, kazıklar, daraÄŸaçları ve çarmıhlar, çiçeklerin arasında, tüm çiçeklerin olaÄŸanüstü büyük coÅŸkusu ve yine, olaÄŸanüstü sessizliÄŸi içinde yükselirler... Onların, bu muhteÅŸem çiçek cennetine, bu bir eÅŸi daha bulunmaz, büyüleyici doÄŸanın ahengine nasıl da tam anlamıyla karışıp uyum saÄŸlamış olduklarını göreceksin, birazdan. Adeta, doÄŸayla bütünleÅŸmiÅŸ, bu toprağın ve bu ışığın mucizevi çiçekleri olmuÅŸ gibidirler.” (4)

Suriye’nin fethiyle beraber baÅŸta Sednaya olmak üzere rejimin iÅŸkence merkezlerinden gelen görüntüler sosyal medya hesaplarına düÅŸmeye baÅŸladığında, aklıma bu kadar organize ve istikrarlı kötülük ticârî bir meta olarak kesinlikle pazarlanmıştır düÅŸüncesi gelmiÅŸti. Kahhar bir devlet anlayışını insanların zihnine yerleÅŸtirmenin bir korku, dehÅŸet imparatorluÄŸu oluÅŸturmanın aracı olarak iÅŸkencenin öldürmekten çok daha iÅŸ görür olduÄŸu açık olsa da bilhassa Sednaya’nın aynı zamanda farkı amaçlar için kullanılması kuvvetle muhtemeldi.  Bir gösteri ve eÄŸlence unsuru olarak salt kötülüÄŸün pek çok zengin sapkının ilgisini çekeceÄŸi, iÅŸkencenin canlı olarak ücret mukabilinde dar bir çevrede yayınlanacağı dahası seyircilerin taleplerinin iÅŸkence yöntemlerini belirleyebileceÄŸi ihtimali hep mevcuttu. Bunun bir ileri aÅŸaması ise Sednaya’nın bir iÅŸkence turizmine ev sahipliÄŸi yapmış olmasıydı. Yeni Åžafak Gazetesinin internet sitesinde 23.12.2024 tarihinde yer alan haber maalesef ÅŸüphelerimi doÄŸrulayacak bir niteliÄŸe sahipti. Habere göre, Sednaya hapishanesinde pek çok iÅŸkence canlı olarak karanlık internet ortamlarında yayınlanıyor ve yüksek meblaÄŸlar ödeyenler canlı olarak iÅŸkenceleri izlediÄŸi gibi verdikleri talimatlarla iÅŸkencenin metodunu ve dozunu belirliyorlardı.  Bu haber Sednaya’nın dünyanın en zalim ticârethânelerinden biri olduÄŸunu gösteriyor. Mazlumların etlerinin, kemiklerinin, derilerinin, kollarının, çenelerinin, parmaklarının, gözlerinin ve sair tüm organlarının canlı canlı parça parça kesilerek sapkınların tatminlerinin saÄŸlandığı bir ticârethâne. 

Suriye’de bunca kötülük olup biterken, zulmedenleri kayıtsız ÅŸartsız destekleyenlerin nihâî uÄŸraklarının ruhsuz Sednaya’dan çok daha kahredici cehennem olacağı gerçeÄŸi ile avunurken bir kez daha ÅŸâhit oluyoruz ki cehennemin de bir ruhu bulunmaktadır. Cehennemin ruhu ilk kıvılcımını Yüce Allah’ın mutlak adâlet terâzisinde çakmıştır.  O ruhu kavramak cehennemin insanlara haksız yere zulmedilen bir yer olmadığını, aksine insanlara haksız yere zulüm üstüne zulüm edenlerin yaptıklarının bedelini ödedikleri bir mekân olduÄŸu gerçeÄŸini bilmekle mümkündür. Zâlimler için yaÅŸasın cehennem”   haykırışı bu bilincin bir tezahürüdür.

Sednaya’da iÅŸkence altında dünyasını deÄŸiÅŸtiren ve hapishaneden kurtulan tüm mazlumlara raÄŸmen idrakimizi diri tutan Efendimiz(S.A.V’in bir sözü ile yazımı tamamlamak istiyorum: «Ey insanoÄŸlu, dünyada bir iyilik gördün mü, herhangi bir nimetle karşılaÅŸtın mı?» denilir de o: «Vallahi hayır yâ Rabbi» diye cevap verir. Azâbın ÅŸiddeti, ona sahip olduÄŸu dünya nimetlerini unutturmuÅŸtur. Daha sonra cennetliklerden dünyada en sıkıntılı, en çok musîbet ve belâya uÄŸrayan kiÅŸi getirilir. Cennete sadece bir defâ girdirilip çıkartılarak ona da: Ey insanoÄŸlu, dünyada hiç sıkıntı çektin mi, bir belâya uÄŸradın mı?» diye sorulur. O da bunlara cevap olarak: «Yemin ederim ki hayır Allahım! Ne bana bir fakirlik uÄŸradı ve ne de bir sıkıntı gördüm» der.” (5)

*Bu makalede ifade edilen fikirler yazara aittir ve İslam DüÅŸüncesi'nin editoryal duruÅŸunu yansıtmayabilir.

KAYNAKÇA

  1. FetiÅŸ kelimesi Fransızca  fetiche kelimesinden gelir ve , doÄŸaüstü güçler atfedilen nesne, put g anlamına sahiptir. NiÅŸanyan Sözlük, https://www.nisanyansozluk.com/kelime/feti%C5%9F
  2. Cinsel sapma Teşkil eden Zihinsel Bozuklukların Failin Kusur yeteneğine Etkisi, Mehmet Emre Yıldız, Ceza Hukukunda Akıl Hastalığının Kusur Yeteneğine Etkisi,2019, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2285991

Öyleyse anal veya oral yollardan, eÅŸcinsel ya da toplu hallerde gerçekleÅŸtirilen yahut cinsel haz alma duygusunu tatmine yönelik olarak üretilmiÅŸ çeÅŸitli objelerle gerçekleÅŸtirilen cinsel iliÅŸki veya davranışların sırf toplumun bir kısmı bakımından rahatsız edici olarak görülmesi nedeniyle bireylerin cinsel yaÅŸam ve eÄŸilimleri içerisinde yer almadığı ve dolayısıyla doÄŸal olmadığı söylenemeyecektir. Ancak örneÄŸin, ürofili, koprofili veya ensest gibi aÅŸağılayıcı, bireylerin cinsel yaÅŸamları içerisinde yer alması veya kimse tarafındanonaylanması mümkün olmayan, ensest örneÄŸi özelinde insan türünün biyolojik devamlılığını tehlikeye sokan parafilik eylemlerin doÄŸal olmayan yollardan yapılan cinsel davranışlar olduÄŸu kabul edilmelidir…” Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2018/461, K. 2020/323, T. 25.06.2020. Aynı yönde bkz. Yargıtay 18. CD., E. 2015/24300, K. 2016/5312, T. 21.03.2016; Yargıtay 18. CD., E. 2015/25041, K. 2016/8602, T. 25.04.2016; Yargıtay 4. CD., E. 2020/12616, K. 2020/21476, T. 24.12.2020; Yargıtay 4. CD., E. 2021/32862, K. 2021/29512, T. 16.12.2021 (karararama.yargitay.gov.tr).

  1. İşkence Bahçesi ,Octave Mırbeau, Fransızcadan çeb. Yıldız AdemoÄŸlu Atlan, İstanbul , Ayrıntı yayınları 2007. Sayfa 149
  2. A.g.e Sayfa 168
  3. Müslim,Münâfıkîn

*Bu makalede ifade edilen fikirler yazara aittir ve İslam DüÅŸüncesi'nin editoryal duruÅŸunu yansıtmayabilir.

Yorum Yapın