1928 yılında Hasan el-Benna tarafından kurulan Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin), İslam'ı yalnızca bir inanç sistemi değil, aynı zamanda kapsamlı bir yaşam düzeni olarak benimsemiştir. Bu anlayış, hareketin ekonomik yaklaşımlarında da belirleyici olmuştur. El-Benna'nın liderliğinde, İslam'ın sosyal adalet, dayanışma ve ahlaki değerler temelinde alternatif bir ekonomik model sunduğu vurgulanmıştır. Bu model, kapitalizm ve sosyalizmin eksikliklerine karşı bir denge arayışı olarak şekillenmiştir.
İslami Ekonomik Vizyonun Temelleri
Müslüman Kardeşler'in ekonomik düşüncesi, üç ana ilkeye dayanır:
İslam'ın Kapsamlılığı: İslam, hayatın tüm alanlarını kapsayan entegre ve kendi kendine yeterli bir sistemdir.
Kur'an ve Sünnet Rehberliği: Ekonomik düzenlemeler, Kur'an ve Peygamber'in sünneti temel alınarak şekillendirilmelidir.
Zaman ve Mekân Üstü Geçerlilik: İslam'ın ekonomik ilkeleri, her zaman ve mekânda uygulanabilir niteliktedir.
Bu ilkeler doğrultusunda, faizsiz finans sistemleri, zekât ve sadaka gibi sosyal yardımlaşma mekanizmaları ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca, cemaat üyelerinin gönüllü katkılarıyla finanse edilen eğitim kurumları, sağlık merkezleri ve sosyal hizmetler, hareketin ekonomik bağımsızlığını ve toplumsal etkisini artırmıştır.
Neoliberal Politikalarla Uyum Arayışı
1970'lerden itibaren Mısır'da Enver Sedat'ın başlattığı "İntifah" politikalarıyla birlikte neoliberal ekonomik reformlar uygulanmaya başlanmıştır. Bu süreçte, Müslüman Kardeşler'in orta sınıfa mensup üyeleri için ekonomik fırsatlar yaratılmış, özel girişimlerin önü açılmıştır. Hareketin üyeleri, İslamî bankalar, yatırım şirketleri, fabrikalar ve sosyal kurumlar kurarak ekonomik alanda etkinliklerini artırmışlardır.
2011 Arap Baharı sonrasında, Müslüman Kardeşler'in Mısır'daki siyasi iktidarı, ekonomik politikalarında önemli bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Hareket, neoliberal ekonomi politikalarını benimseyerek, özel sektörü teşvik etmiş, ekonomiyi liberalleştirmiş ve yabancı yatırımları çekmeye çalışmıştır. Bu yaklaşım, İslamî ekonomi ilkeleriyle çelişen bir yönelimi temsil etmiştir.
Ancak, bu neoliberal politikalar, halkın geniş kesimlerinde ekonomik eşitsizlikleri derinleştirmiş ve sosyal adalet taleplerini karşılayamamıştır. Ayrıca, enerji ve gıda sübvansiyonlarının azaltılması gibi uygulamalar, halkın tepkisini çekmiş ve hareketin toplumsal desteğini zayıflatmıştır.
Güncel Ekonomik Yaklaşımlar ve Stratejik Yeniden Yapılanma
2013'teki askeri darbenin ardından Mısır'da yasaklanan Müslüman Kardeşler, faaliyetlerini yurt dışında sürdürmekte ve ekonomik vizyonunu yeniden şekillendirmektedir. Hareket, sosyal adalet, insan hakları ve özgürlük temalarını ön plana çıkararak, dijital platformlar ve sosyal medya aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflemektedir. Müslüman Kardeşler, siyasi iktidar mücadelesinden ziyade, toplumsal dayanışma ve ekonomik adalet odaklı bir yaklaşımı benimsemektedir. Bu doğrultuda, İslami finans kurumları ve sosyal yardım ağları gibi alternatif ekonomik yapılar oluşturmayı amaçlamaktadır.
İdealler ve Gerçekler Arasında Bir Denge Arayışı
Müslüman Kardeşler'in ekonomik vizyonu, İslamî ilkelerle modern ekonomik uygulamalar arasında bir denge kurma çabasıdır. Ancak, siyasi iktidar döneminde benimsenen neoliberal politikalar, bu dengeyi bozmuş ve hareketin toplumsal tabanında erozyona yol açmıştır. Gelecekte, Müslüman Kardeşler'in ekonomik politikalarını yeniden gözden geçirerek, İslamî değerlerle uyumlu ve toplumsal adaleti önceleyen bir yaklaşımı benimsemesi, hem hareketin meşruiyeti hem de halkın refahı açısından önem arz etmektedir.
Bu durum, sadece Müslüman Kardeşler için değil, benzer İslamî hareketler için de bir ders niteliğindedir. İslamî değerlerle neoliberal politikalar arasındaki çelişki, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasal bir meseledir. Bu nedenle, İslamî hareketlerin, kendi değerlerini koruyarak, adalet ve eşitlik temelinde alternatif ekonomik modeller geliştirmeleri gerekmektedir.
Zeynep Delibaş
12 Haziran 2025 11:39Ağzınıza sağlık. Tüm dünyada müslümanların ekonomik anlamda birlik içinde ve özgür bir ekonomiye sahip olamaması din adına soykırım yapanların işlerini kolaylaştır maktadır.