Emperyalistlerin serveti, yükseliÅŸi ve hüküm sürmeleri yoksul bırakılan, sömürülen ve halkların arasına ekilen fitne tohumlarından geçmektedir. Günümüze kadar devam eden hükümranlıklarının ana kaynağı yüzyıllar önce ortaya çıkardıkları kaosa dayanır. Gönül coÄŸrafyamızdaki kardeÅŸ ve dost Pakistan ile Afganistan arasında yaÅŸanan temel sorunun ana müsebbibi emperyalist BirleÅŸik Krallık, İngiltere’dir.
PeÅŸtun kabileler Pakistan'ın batısında yer alan Hayber Pahtunhva'da yaÅŸar. İkiye bölünen halkın bir kısmı Pakistan’da bir kısmı Afganistan’da yaÅŸamaktadır. Bu halkı ikiye bölen ve sınırla ayıran ise İngiliz fitnesidir. İki kardeÅŸ ve dost ülkenin günümüzde tartıştığı bu sınır ihtilafı derin gerilimlere sebebiyet veriyor. Konu 2.700 km’lik sınır boyunda sert siyasi ve askeri gerilimlerle gündeme gelmektedir. Emperyalistler bölgenin fay hatlarıyla oynayarak Afganistan'dan bir kısım toprak koparıp o zamanki İngiliz idaresindeki Hindistan’a bırakıldı. Daha sonra Pakistan bağımsızlığını ilan edince PeÅŸtun halkıyla birlikte ortak bir devlet tesis etti. Yani ÅŸimdiki Pakistan devleti Afganistan topraklarını iÅŸgal etmedi. Ayrılma esnasında PeÅŸtun halkı da ayrı bir devlet veya Afganistan’a baÄŸlanma iradesinde bulunmadı.
Bölgede iÅŸgalci olarak bulunan İngiltere Afganistan’ı iÅŸgal edemeyince 1893'te Afganistan ile “Durand Hattı” anlaÅŸması imzaladı. İki ülke arasında bitmek tükenmek bilmeyen sınır tartışmasının nedeni bu anlaÅŸmaya dayanmaktadır. PeÅŸtun halkının yaklaşık 45 milyonu Pakistan tarafında, 14-15 milyonu ise Afganistan tarafında yaÅŸamaktadır. Din, dil, kültür ve yaÅŸam tarzı aynı olan Müslüman PeÅŸtunları terörize etmek için emperyalistler bölgede ciddi çalışmalar yapmaktadır.
Afganistan’ın en büyük, güçlü ve kalabalık kabilesi PeÅŸtunlar olduÄŸunu ifade etmeliyim. SSCB’ye yönelik baÅŸlatılan Cihad zamanında diÄŸer halklar gibi PeÅŸtunlar da iÅŸgalci Ruslara geçit vermedi. SavaÅŸçı olan halk çetin ÅŸartlarda yaÅŸamasını bilen, misafirperver ve İslam dini için her ÅŸeylerini feda edebilecek bir yapıya sahip. 132 yıl önce emperyalistlerin çizdiÄŸi Durand Hattı, bölgede yaÅŸayan Müslüman PeÅŸtunları birbirinden ayırdı. Åžimdi ise her iki devleti güçsüz ve daha da zayıf hale getirmek için savaÅŸtırmaya çalışıyorlar.
İngilizlerin böl-parçala-yönet taktığı bilinen bir gerçektir. Osmanlı Cihan Devleti’ni ayni pis emellerle parçalayarak içerisinden 26 devlet çıkaran emperyalistler bölgemizi Durand Hattı’na benzer Sykes-Picot AnlaÅŸmasıyla bölüp parçalamıştır. Türkiye, Irak ve Suriye arasında yaÅŸayan halkların bir kısmı ayni gaye ve amaçlarla bölünmüÅŸtür. Nitekim bu kirli senaryonun bir sonucu olarak bebek katili PKK terör örgütü bu ülkenin başına bela edilmiÅŸtir.
Durand Hattı PeÅŸtunları İkiye Böldü
Söz konusu, Müslüman PeÅŸtunları ikiye bölen, anlaÅŸma ismini ayrışmanın mimarı olan Mortimer Durand'dan almaktadır. İngiltere adına çalışan M. Durand 12 Kasım 1893'te Afganistan Emiri Abdurrahman Han ile arasında imzalanan anlaÅŸmayla, Afganistan ile İngiliz kontrolündeki Hindistan'ın sınır hattı belirlenmiÅŸ oldu. Daha sonra 1919 yılında taraflar bu anlaÅŸmanın geçerli olduÄŸuna dair bir kez daha nihai anlaÅŸma yaptı. Böylece Hindistan ile Afganistan sınır hattı daha belirgin olmaya ve iÅŸaretler konulmaya baÅŸlandı. GeçiÅŸler nispeten kontrol altına alındı.
İkinci dünya savaşından sonra Hint yarımadasından çekilme kararı alan İngiltere 1947’de eyaletlere referandum hakkıyla birlikte bağımsız olma veya baÅŸka bir devletle birleÅŸme hakkı tanındı. Bugünkü haliyle anılan Hayber Pahtunhva halkı Pakistan’la birlikte ortak devlet kurma doÄŸrultusunda ilk adımını attı. DiÄŸer 4 eyaletle birlikte 14 AÄŸustos 1947’de Pakistan isminde yeni devleti kurdular. Söz konusu devletin sınırları iÅŸgalci İngilizlerin bıraktığı sınırlar esas alınarak haritalar çizildi. O zamanki Afganistan idaresi bu sınıra itiraz etmedi.
Ancak daha sonra Afganistan’da Çin ve Sovyet komünist ideolojisi hâkim olmaya baÅŸlayınca bazı politikacılar Pakistan ile Afganistan arasındaki Durand Hattı’nı tanımadıklarının propagandasını dillendirmeye baÅŸladı. 1970’lı yıllarda komünist darbeciler Babrak Karmal ve Necibullah gibi SSCB’nin kuklası olan kiÅŸiler ise söz konusu hattı resmi sınır olarak kabul etmediklerini ilan ettiler. Çünkü o zamanki komünist barbarların darbe yapmasının önündeki en büyük engelin Pakistan olduÄŸunu bildiklerinden dolayı tarihi ihtilafı gündeme getirdiler.
1979 yılında SSCB Afganistan’ı fiili iÅŸgal edince Pakistan doÄŸrudan Moskova’nın sınır komÅŸusu oldu. Afganistan ile yetinmeyecek olan SSCB’nin önünü kesmek için Pakistan sınır hattında çok büyük askeri karakollar oluÅŸturdu. Bu karakollar Pakistan’ı koruduÄŸu gibi komünist iÅŸbirlikçilere karşı cihad eden Afganlı Mücahitleri de korumuÅŸ oldu. Pakistan tarafına geçen Afganlılara iÅŸgalci SSCB ve onun adına halkını katleden komünistler Afganlı muhacirlere dokunamadı. Hayatta kalmalarının ve ailelerinin güvende olmalarının tek çıkar yolu bu sınır hattı olmuÅŸtu.
Askeri stratejik açıdan Pakistan bazı bölgeleri Afganistan’a bırakarak bir takım hâkim tepelerde askeri birlikler yerleÅŸtirdi. Çok az da olsa sınır hattı üzerinde daÄŸlık tepelerde küçük sınır ihlalleri olduÄŸu doÄŸrudur. Zaten savaÅŸ halinde olan bir ortamda, ayrıca Pakistan’ın karargâh kurduÄŸu tepeler mücahitlerin Afganistan’a giriÅŸ çıkış kapısı olmuÅŸtu. Buraların emniyetini Pakistan ordusu saÄŸladığı için komünistler buralara saldırı yapmaya cesaret edemiyordu. Söz konusu birkaç tepeyi Afganistan’ın kullanma imkânı yoktur. Ancak bu tepeler çok deÄŸerliyse oturup anlaşılır ve Pakistan kendi menziline çekilir. Bunun için husumet beslemeye gerek var mı? Aslında bu güvenli karakollar nedeniyle Taliban idaresi Pakistan’a teÅŸekkür etmesi gerekir. Çünkü Pakistan askerleri Afgan halkını soykırımdan kurtardı.
Taliban Pakistan’a Karşı Hindistan’la İşbirliÄŸi İçinde
ABD’nin iÅŸgali zamanında atanan sözde CumhurbaÅŸkanı ve bakanlar ülkenin kalkınmasıyla ve başındaki iÅŸgalcilerden kurtulması için çalışması beklenirken hemen her fırsatta Pakistan’ın ülkelerini iÅŸgal ettiÄŸini gündemde tuttular. Böylelikle esas iÅŸgalci ABD ve müttefiklerinin iÅŸledikleri soykırım ve savaÅŸ suçlarının üzeri örtülmeye çalışıldı. Daha sonra ayni emperyalist söylemler Taliban’ın bazı farklı fraksiyonları tarafından da dillendirilmeye baÅŸlandı. Taliban rejiminin özellikle bazı yöneticileri bu ayrımcı ve ÅŸiddet dilinin kullanılması dikkati çekiyor.
İşin garip tarafı SSCB iÅŸgali ve cihad zamanında emperyalistlerin tarafında yer alan Hindistan ile Taliban rejiminin Pakistan’a yönelik düÅŸmanlık üzerine dostluk kurmaları oldukça manidardır. Ayrıca günümüzde en çok İslamofobi’nin yaÅŸandığı ülke Hindistan’dır. Müslümanların haklarının ayaklar altına alındığı Narendra Modi idaresindeki aşırı inekperest idareyle böylesi ÅŸer bir ittifakın kurulması İslam kardeÅŸliÄŸine ve komÅŸuluk hukukuna uymamaktadır.
Tarihi sınır anlaÅŸmazlığı yüzünden bunca iyilik ve halkın bağımsızlığının kazanılması için hala milyonlarca mültecinin barındığı, ticaret ve ulaşımının neredeyse tamamının yapıldığı İslamabad hükümetiyle husumet bölge barışının zedelenmesine sebebiyet veriyor. Buna karşılık Pakistan genel anlamda mevcut durumun İngilizlerden kaldığını ve kendilerinin ise bu sınır hattını iÅŸgalci İngiliz İmparatorluÄŸu'ndan devraldıklarını dolayısıyla eski Durand Hattı’nın geçerli olduÄŸunu savunuyor. Afganistan tarafı ise bu hattın kabul edilmediÄŸi ve Pakistan’ın PeÅŸtun bölgesinde iÅŸgalci olduÄŸunu iddia ediyor.
Son zamanlarda ABD, İran, Hindistan, Çin, Siyonist İsrail ve tabi olarak İngiltere bölge üzerine çirkin eylemlere imza atıyorlar. Atom bombasına sahip olan Pakistan’ı zayıflatarak elindeki nükleer gücün emperyalistlere devri için son yıllarda PeÅŸtun ve Beluç etnik gruplar kullanılmak isteniyor. Öte yandan ABD, Pakistan’ı Afganistan sınırında meÅŸgul ederek Hindistan’ın sınırlarını ve iÅŸgal altında tuttuÄŸu KeÅŸmir bölgesini kontrol altına almasını istiyor. Böylece Hindistan’ın Çin’e saldırmasını saÄŸlayacak.
İşgalci ABD ve müttefik güçlerinin Afganistan'dan adeta kaçarak çıktığını gördük. Taliban 2021 yılının aÄŸustos ayında ülkenin kontrolunu tamamen eline aldı. Bu oldukça sevindirici ve mazlum Afganlı kardeÅŸlerimizin yaklaşık 40 yıl iÅŸgal ve iç savaÅŸtan sonra kendi dinamikleriyle ayaÄŸa kalkmaya çalışması çok önemlidir. Böyle bir ortamda tarihi bir gerilimi gündeme getirmek oldukça anlamsız ve gereksizdir.
Taraflar Derhal Sulh Yapmalıdır
Bir an önce ülkede istikrar saÄŸlanmalı, halkın müreffeh yaÅŸayacağı bir ortamın oluÅŸturulması gerekirken birden komÅŸu Pakistan ile düÅŸman hale gelmenin arkasında belli odak ve mahfillerin olduÄŸu imajı verilmektedir. Ayrıca böyle bir sorun suhuletle çözülebilirken savaÅŸ çığırtkanlığı yapmanın taraflara faydası deÄŸil zararı olur.
Durand Hattı üzerinde Pakistan birlikleriyle Taliban birlikleri birbirlerine ateÅŸ açarak çatışmaları asla kabul edilecek bir durum deÄŸildir. Taliban’ın vücut bulduÄŸu, okuduÄŸu, dünyaya açıldığı ve birçoÄŸunun hala Pakistan pasaportu taşıyan kiÅŸiler nasıl oldu da Pakistanlıları hedef alarak öldürmeye baÅŸladı? Bu çatışmadan söz konusu ülkeler deÄŸil emperyalistler faydalanıyor. İslam düÅŸmanı Hindistan idaresi bu husumetten son derece memnun gözüküyor. Çünkü taraflardan onlarca kiÅŸi hayatını kaybetti.
EÅŸref Gani veya diÄŸer kukla idarecilerin sınır anlaÅŸmazlığını gündeme getirmeleri emperyalist bir projenin sonucu olduÄŸu bilinmektedir. Taliban halkın içinden doÄŸan bir örgüt olduÄŸu kabul edilirse böyle bir yanlışı devam ettirmeleri oldukça düÅŸündürücüdür. Pakistan sınıra 3 metre yüksekliÄŸinde tel örgü çekti. Yüzlerce kilometrelik çit çekilmesinin maliyeti yüz milyonlarca doların harcanmasına sebebiyet verdi. Taliban rejimi ise telleri kesiyor. İnsanların ve malların rahatlıkla geçiÅŸ yaptığı Çaman sınır kapısında ÅŸimdi kaos ve sıkıntı yaÅŸanıyor.
Tarihte ilk kez Pakistan Afganlılara vize uygulamasını getirdi. DaÄŸlardan özgürce girip-çıkan halkın önüne emperyalistlerin çıkarı konulunca ciddi maÄŸduriyetler yaÅŸanıyor. Kimlik kartı dahi olmayan kiÅŸiler pasaportu nasıl çıkaracak da Pakistan’a iÅŸ, ticaret, eÄŸitim veya tedavi için girecek? ABD bölgeden kaçmadan 132 yıl önce İngilizlerin yaptığı gibi Taliban ile Pakistan arasına husumet enjekte ederek çekip gitti. Geride bırakılan fitne tohumları her geçen gün baÅŸka bir boyut kazanarak tehlikeli hal almaya baÅŸladı.
Emperyalistlerin oyununa ve gazına gelmeden iki dost ve kardeÅŸ ülkenin tekrar bir araya gelerek konuÅŸmaları beklenmektedir.