İslam DüÅŸüncesi sitesi olarak hazırladığımız ve Ekim ayı boyunca yayınladığımız "Aksa Tufanı" dosyasında; alim, düÅŸünür, İslami hareket lideri, akademisyen kimlikli dokuz farklı yazarla Aksa Tufanı baÄŸlamında yaÅŸanan bir yıllık süreci ele aldık. "Aksa Tufanı'nı diÄŸer operasyonlardan farklı kılan hususlar nelerdir?", "Aksa Tufanı, İslamcılık tartışmalarını ve İslami Hareketlerin düÅŸünsel ve kurumsal yapılanmasını etkileyecek?", "Aksa Tufanı daha adil bir dünya düzeninin inÅŸasına dair ne gibi ufuklar sunuyor?" gibi soruların üzerine gittik. Dosya kapsamında verilen cevaplarda öne çıkan baÅŸlıkları sizler için özetledik.
"Gazze halkının bütün imkansızlıklara raÄŸmen sürdürdüÄŸü destansı mücadelesi diÄŸer İslami hareketlere ilham olacak."
"Aksa Tufanı hamlesine nasıl bir anlam yüklüyorsunuz? Bu süreci önceki operasyonlardan, kıyam hareketlerinden ve maruz kalınan katliamlardan farklı kılan yönler nelerdir?" sorusuna verdiÄŸi cevapta;
İMH Genel BaÅŸkanı Kemal Özden Filistin davası baÄŸlamında kritik bir zamanda gerçekleÅŸen Aksa Tufanı operasyonunun iyi hazırlanılmış, organize olmuÅŸ, psikolojik açıdan üst düzeyde, teknik olarak eldeki imkanlar ölçüsünde insan aklının alabileceÄŸinin çok ötesinde bir operasyon olduÄŸunu söylemekte ve Aksa Tufanı operasyonunun iÅŸgal rejiminin kurulduÄŸu günden bugüne kadar yediÄŸi en büyük darbe olarak tarihe geçtiÄŸini belirtmektedir. Aksa Tufanı’nın bize öÄŸrettiÄŸi en önemli derslerden birinin sıradan iÅŸler yaparak sıra dışı bir baÅŸarı saÄŸlanamayacağı gerçeÄŸi olduÄŸunu söyleyen Özden, 360 km²lik bir alanda 24 saat gözetim ve ambargo altında tutulan bir halkın bütün imkansızlıklara raÄŸmen destansı bir direniÅŸ hattının nasıl kurulacağına dair destansı mücadelesinin diÄŸer İslami hareketlere de ilham olacağını ifade etmektedir.
HAMAS liderlerinden Musa Ebu Merzuk Aksa Tufanı operasyonunu "iÅŸgal ve kuÅŸatma altında yaÅŸayan bir halkın savaÅŸçılarının, ABD ve Batı tarafından desteklenen iÅŸgal gücüne karşı baÅŸlattığı kutlu bir operasyon" olarak tanımlamaktadır. HAMAS'ın Kudüs'e karşı sorumluluk hissederek bu ÅŸehri korumak için mücadele ettiÄŸini belirten Ebu Merzuk, Aksa Tufanı'yla beraber Siyonizmle çatışma konusunda yeni bir dönemin baÅŸladığını söylemektedir. "Artık inisiyatif alacağımız, düÅŸman ordusuna stratejik yenilgiler yaÅŸatacağımız bir döneme girmiÅŸ bulunmaktayız ve bu yenilgilerin etkileri, savaşın tozu dumanı dağıldığında daha da netleÅŸecektir. İşgalcilerin yıllar boyu kanıtladığı üzere, düÅŸman yalnızca gücün dilinden anlamaktadır. Bu yüzden haklarımızı yalnızca güç kullanarak alabiliriz, düÅŸman baskı altında olmaksızın bizim haklarımızı asla tanımayacaktır."
Prof. Dr. Muhittin Ataman Aksa Tufanı'nın bugüne kadar İsrail'e karşı yapılan en büyük ve etkili operasyon olduÄŸunun altını çizmektedir. Aksa Tufanı operasyonunun İsrail’in yenilmezlik mitini yok ettiÄŸini söyleyen Ataman, caydırıcılık, erken uyarı ve hızlı mukabele ilkelerine dayanan İsrail’in güvenlik doktrinini çöktüÄŸünü belirtmektedir. Aksa Tufanı Batıdan gelen muazzam siyasi, ekonomik ve askeri desteklere ve yıkıcı silah ve teknoloji avantajına raÄŸmen İsrail’in de yenilebileceÄŸi göstermiÅŸ ve İsrail’in dünyadaki imajını derinden etkilemiÅŸtir. El-Aksa Tufanı sonrasında yaÅŸananlar Batının deÄŸerler sisteminin baÅŸarısızlığını ve Batılı devletlerin ikiyüzlülüÄŸünü göstermiÅŸtir.
"Aksa Tufanı bize cihadın en gerçek ve somut biçimde nasıl yapılacağını gösterdi"
"İslami bir hareket olan HAMAS öncülüÄŸünde geliÅŸen Aksa Tufanı, İslamcılık tartışmalarını ve İslami Hareketlerin düÅŸünsel ve kurumsal yapılanmasını nasıl etkiledi/etkileyecek?" sorusuna verdiÄŸi cevapta;
Taha Kılınç cihadın tanımının son zamanlarda neredeyse “sabah namazına kalkmak cihaddır.” noktasına kadar gevÅŸetildiÄŸini söylemekte ve Aksa Tufanı'nın bize cihadın en gerçek ve somut biçimde nasıl yapılacağını gösterdiÄŸini belirtmektedir. Demokratik teamüller, müzakereler, birlikte yaÅŸam, hoÅŸgörü, fikir özgürlüÄŸü, vs. sayısız kavram, savaşın gerçek ve katı duvarlarına çarpmış ve parçalanmıştır. Temel kavramların üzerinde tepinerek ve ilkeleri çekiÅŸtirip sündürerek birer “salon kulübü”ne dönüÅŸen nice İslami yapının, bu süreçten alması gereken büyük dersler vardır ve bu noktada gerekli özeleÅŸtirilerin ÅŸimdiden yapılmaya baÅŸlandığı görülmektedir.
Prof. Dr. Halil Çiçek'e göre Aksa Tufanı'yla HAMAS tüm insanlığa ve özellikle Müslüman dünyaya İslamcılığın bitmediÄŸini, bitmeyeceÄŸini ve İslami hareketlerin düzenli, planlı, iç koordinasyonu mükemmel, emir ve komuta hiyerarÅŸisi saÄŸlam, örgütsel ilkelere baÄŸlılığın çok üstün olduÄŸu kurumsal bir yapıya sahip olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur. Yakini bir imana ve görürcesine bir ahiret inancına, çok coÅŸkulu bir ÅŸehadet özlemine sahip İslami bir hareketin varlık imkanını ve bilfiil de var olduÄŸunu bütün modern dünyaya maharetle ve ferasetle göstermiÅŸtir. İslamî hareketler açısından negatif bir atmosferin oluÅŸtuÄŸu günümüzde HAMAS’ın bütün bu pozitif yönleri İslami hareketlerin, HAMAS’ın yapılanması doÄŸrultusunda kendilerini düÅŸünsel ve yapısal açıdan güncellemelerini zorunlu kılmıştır.
Mehmet Mete HAMAS direniÅŸinin sınırlı ve kısıtlı kiÅŸi ve imkanlarla büyük mücadelelerin yapılabileceÄŸini tüm dünyaya ve tüm İslami hareketlere yeniden gösterdiÄŸini belirtmektedir. DüÅŸünce ve yapılanma olarak da yenilenme, mücadeleye devam etme ve iman varsa imkanın var olabileceÄŸini yeniden ortaya koymuÅŸtur. HAMAS'ın esirlere gösterdiÄŸi İslam ahlakına yakışır tutumlar İslami hareketlere yönelik olumsuz algı ve ithamları bertaraf etmiÅŸ ve hakikatte terörist olanın cani ve katil Siyonistler olduÄŸunu açığa vurmuÅŸtur.
"İslami Hareketlere ve Müslüman gençlere düÅŸen en büyük görev ÅŸimdiden ileride inÅŸa edilecek bu bölgesel birliklerin fikri ve örgütsel yapısını saÄŸlam temellerde yükseltecek zeminin hazırlanması için yoÄŸun bir çaba içine girmesidir."
"İİT, Arap BirliÄŸi gibi örgütlerin konumu ne olacak? MeÅŸruiyetleri ve güvenirlikleri uzunca bir süredir yüksek sesle sorgulanan ve iflas ettiÄŸi söylenen uluslararası sistem yerine nasıl bir yeni dünya düzeni kurulacak? Büyük savaÅŸların galipleri tarafından kurulan dünya düzeninin sonuna geldik mi?" sorusuna verdiÄŸi cevapta;
İsa Özçelik İslam İşbirliÄŸi TeÅŸkilatı ve Arap BirliÄŸi türü yapıların Müslüman halkların iradesini yansıtmadığını söylemektedir. Bundan dolayı halkların temel sorunlarına ÅŸu ana kadar kayda deÄŸer bir çözüm üretememiÅŸlerdir. MeÅŸruiyetlerini kaybeden bu kuruluÅŸlar bölgeyi bekleyen deÄŸiÅŸim süreci sonucunda zaten ortadan kalkacak ve daha sahici yeni birlikler inÅŸa edilecektir. İslami Hareketlere ve Müslüman gençlere düÅŸen en büyük görev ÅŸimdiden ileride inÅŸa edilecek bu bölgesel birliklerin fikri ve örgütsel yapısını saÄŸlam temellerde yükseltecek zeminin hazırlanması için yoÄŸun bir çaba içine girmesidir.
Müslüman KardeÅŸler Genel Rehberi Vekili Prof. Dr. Mahmud Hüseyin mevcut dünya sisteminin iflas etmiÅŸ durumda olduÄŸunu ve Arap halkları, İslam halkları ve hak ile özgürlükten yana olan dünya halkları arasında güvenilirliÄŸini kaybettiÄŸini ifade etmektedir. Bu sistem, özellikle Filistin davası gibi Müslümanların meseleleri karşısında tutumlarını çifte standart üzerine inÅŸa etmektedir. Yeni bir dünya sisteminin ortaya çıkması konusunda bir ÅŸeyler söylemek zor olsa da Mahmud Hüseyin dünya üzerindeki özgür insanları ve hak, adalet ve özgürlük savunucularını birleÅŸmeye ve daha güvenli, adil ve huzurlu olması arzulanan yeni dünya sisteminin doÄŸması için azimle çalışmaya davet etmektedir.
İnsan ve DeÄŸer Hareketi Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Zekeriya Åžengöz hiçbir insani kural tanımayan, bebeklerin, çocukların üzerine bile binlerce ton bombalar atılırken, hastaneler, camiler bombalanırken ses çıkarmayan bu yapıların çözüm üretemedikleri için artık halkların kendi haklarını kendileri arayacaklarını belirtmektedir. Var olan sistemdeki daimi ülkelere bakıldığında danışıklı döÄŸüÅŸ yaptıkları artık gözlerden kaçmamaktadır. Bu konuda yeni bir dünya düzeni gerekmektedir. Bunun için öncelikle İslam ülkelerinin kendi aralarındaki meseleleri çözüp tek güç halinde birlikte hareket etmeleri gerekmektedir. Bu birliÄŸi gerçekleÅŸtirecek yapılar ise İslami hareketler olacaktır. İslami Hareketler, ülkelerini İslami bir yönetime dönüÅŸtürmek için kesintisiz mücadele etmelidir.