İslam Medeniyetinde Mimarlık Bilinci ve Modern Kentin Ontolojik Eleştirisi
Mekân, Sessiz Bir Davettir
Mekân konuşmaz ama yön verir; şekilsizdir ama insanı biçimlendirir. Mimarlık, bu suskunlukla konuşmayı başarabilen nadir bir dildir. Bir yapı, taşıdığı taşlardan çok, yüklediği anlamlarla yaşar. İnsanın yaşadığı yer, sadece fiziksel bir yüzey değil; varoluşunun açıldığı sahnedir.
İslam medeniyetinde şehir, vakitle örülür, yönle şekillenir, cemiyetle tamamlanır. Bir caminin minaresi sadece çağrı değil, yön; avlusu sadece boşluk değil, ortaklaşmadır. Oysa modern kent, işlevlerin ve hızın arasında duygusuzlaşmış bir organizmaya dönüşmüştür. Bu metin, geçmişe nostaljik bir övgü değil; mimarlığı yeniden ruhla kurmak için bir davettir.
I. Mekânın Ontolojisi:
Varlık Alanından Ruhsal Eşliğe
Mekân, yalnızca bir nesne değil; bir hâl mahallidir.
İbnü’l-Arabî için mekân, varlığın kendini gerçekleştirdiği zemindir. Heidegger’de mekân, kendilik bilinciyle eşleşen bir yönelim alanıdır. Lefebvre, her medeniyetin kendi mekânını kurduğunu savunur. Bu bakışla şehir, fiziksel plan değil; anlam haritasıdır.
Bir cami, bir sokak, bir çeşme… bunların tümü sadece taş değil; niyettir. Şehir bu niyeti taşır, yönlendirir, ritim kazandırır. Kent ise bu anlamı hızla tüketir; yönü sıfırlar, zamanı böler, ilişkiyi anonimleştirir.
“Mekân, yön verdiğimizde bizi yönlendirir.”
II. Fert ile Birey Arasında:
Mekânın Kurucu ve Tüketici Öznesi
Fert, içsel derinliği olan bir şahsiyettir. Mahallede yaşar, kıbleyi bilir, komşusunu tanır, vakti duyar. Birey ise anonim kimliktir; rezidansta oturur, dijital saatle yaşar, yalnızlaşır. Vs.
Özellik |
Fert |
Birey |
İnsan modeli |
Şahsiyet, içsel yön |
Kimliksiz, dışsal işlev |
Mekân algısı |
Dua, cemiyet, ritim |
Fonksiyon, hız, yalnızlık |
Zaman algısı |
Ezanla bölünmüş |
Dijital ve trafikle belirli |
Toplum ilişkisi |
Mahalle, cemaat |
İzolasyon, bireycilik |
“Şehri fert inşa eder; kenti birey yaşar ama değiştiremez.’’
III. Mimarlık Bilgisi:
Sinan ile Modern Mimarî Arasında Düşünsel Karşılaşma
Mimar Sinan’ın eserleri hesap değil hikmet taşır. Kubbe Allah’ın birliğini, avlu cemiyetin nefesini, minare yönü gösterir. Turgut Cansever’e göre Sinan, “şahsiyet inşa eden mimar” dır.
Modern mimarlık ise başka bir bağlamda doğar. Le Corbusier'in “Ev yaşamak için bir makinedir” söylemi mekânı işlemselleştirir. Mies van der Rohe’nin “Less is more” ilkesi mimarlığı estetik yalınlığa indirger. Elbette çağdaş tasarımda anlam ve bağlamı gözeten örnekler de vardır. Bu metin, bir yargı değil; bir farkındalık davetidir.
“Camiler şahsiyet kurar. AVM’ler sadece akış düzenler. Ama her yapı, mimarının niyetini taşır.”
IV. Mahalle ve Cemaat:
Sosyal Alanın Ontolojik İnşası
Mahalle sadece yer değil; ilişki örgüsüdür. Camiler, sokaklar, çeşmeler… bunlar bir sosyal dokuyu görünür kılar. Komşuluk, bir mimarî detayı değil; medeniyetin hissi mimarîsidir.
Mimarlar, bu anlamı taşımak istese de yatırımcı, imar yasaları ve şehir politikaları belirleyicidir. Ancak mimarlık, bu sistemler içinde bile bir mesaj taşıyabilir. Her yapı bir davettir.
“Mahalle, taşla değil; dua ile kurulur.”
Sonuç: Medeniyetin Mimarîdeki Daveti
Hiçbir yapı kendiliğinden anlam taşımaz; ona yüklenen niyetle var olur.
Bir şehir planı, sadece coğrafî değil; ahlâkî bir haritadır.
Bir duvarı örmek, sadece malzemeyle değil; vicdanla mümkündür.
İşte bu nedenle mimar, bir medeniyet kurucusudur.
Mimar yalnızca bina yapmaz düşüncenin taşla konuşan biçimini kurar.
Her çizgi, bir fikir; her oran, bir değer; her boşluk, bir davettir.
Mühendis, strüktürü kurarken toplumun yükünü de taşır: güven, süreklilik, aidiyet…
Bu metin geçmişe bir özlem sunmaz; aksine geleceğe bir teklif bırakır.
Zira şehir yeniden kurulacaksa, strüktürle değil; şuurla örülmelidir.
Mimarlık eğitimi, hesap bilgisi yanında hikmet okuması sunmalı.
Tasarım brief’leri, estetik çözümlemenin ötesinde şahsiyet üretmeli.
Proje sunumları, yapının çevreye değil; insana olan etkisini de hesaba katmalı.
“Mekân, sadece strüktür değil; bir insanlık hâlidir.
Mimarlık, yalnız hesap değil; bir fikir biçimidir.
Şehir, sadece plan değil; ahlâkın topografyasıdır.”
Kaynakça
İbnü’l-Arabî – Fütuhatü’l-Mekkiyye
Nur Vergin – Şehir ve Modernleşme Üzerine Denemeler, 2002
Ahmet Hamdi Tanpınar – Beş Şehir
Turgut Cansever – Kubbeyi Yere Koymamak