Gazze Ateşkesi Başarı-Zafer midir?

BaÅŸarılı olmak arzusu her insanda içkin olan bir haslettir. Tüm canlılar hayatta kalmak için zorluklara direnecek bir yapıyla donatılmıştır. Hayvanlar aleminde çok farklı güç dengeleri olmasına raÄŸmen zayıf gibi gözüken nice tür, düÅŸmanlarına karşı ayakta kalmayı baÅŸarabilmektedir. Kimi zaman devasa vücuda, güçlü kaslara, yırtıcı pençelere ve keskin diÅŸlere sahip olmak o hayvan türünün diÄŸerlerine karşı mutlak üstünlüÄŸü için yeterli olmamaktadır. Büyük bir hız, ani manevra kabiliyeti, öldürücü zehir, kollektif hareket edebilme yeteneÄŸi gibi özelliklere haiz olmak ya da deÄŸiÅŸen iklim koÅŸullarına dayanıklı bir yapıya sahip olmak pek çok canlı türüne daha uzun yıllar hayatta kalma fırsatı sunabilmektedir. İç güdüler, genetik miras ve tecrübe aktarımıyla hareket eden bu canlılar büyük oranda fıtri kodlarına uygun reflekslerle düÅŸman ya da besin kaynağı olarak gördükleri diÄŸer canlılara karşı her an bir rekabet ve savaÅŸ içerisindedir. Onlar için en büyük baÅŸarı hayatta kalmak ve nesillerini devam ettirebilmektir.

İnsanlar küçüklüÄŸünde taklit yoluyla öÄŸrendikleri bilgileri akli olgunlukları arttıkça kıyas ve yorumlama yetenekleriyle çeÅŸitlendirip analize tabi tutmaya baÅŸlar. Akıl emaneti insana sorumluluk yükleyip ahlaki bir duruÅŸu gerekli kılar. Heva ve heves peÅŸinde koÅŸanlarsa akli yeteneklerini ÅŸehvetin kölesi kılarak tek boyutlu materyalist bir bakış açısını benimser. Bahse konu olan bu iki yaklaşımın baÅŸarı ve zafer anlayışları oldukça farklı olup deÄŸiÅŸik sonuçlar üretir.

Akıl ve ahlakı birbirinin tamamlayıcısı olarak görenler en zor ÅŸartlarda bile temel ilkelere ve fıtri deÄŸerlere baÄŸlı kalır. AÅŸkın deÄŸerlere kendisini baÄŸlayacak kurala inanmayanlarsa amaca ulaÅŸmak için her ÅŸeyi mübah gördükleri için en küçük bir zorlanmada ahlaki ilkeleri çiÄŸnemekten çekinmez. Bu anlayış, iÅŸlediÄŸi her türlü suç, ihlal ve sömürüyü aklı ahlaktan kopararak meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışır. EÄŸer ezici bir güce ulaÅŸmışsa bu meÅŸrulaÅŸtırma giriÅŸimine dahi tenezzül etmez. Günümüzde dünyaya hakim olan müesses nizam bir yandan "insan hakları" gibi bazı ilkeleri ÅŸiar edinip BM gibi kuruluÅŸlar inÅŸa etse de pratikte güç ve çıkara dayalı bir hegemonyanın arzularına göre hareket ettiÄŸi bilinen bir gerçektir. Ancak Aksa Tufanı'yla birlikte mevcut kurulu emperyalist düzenin artık sürdürülemez olduÄŸu net bir ÅŸekilde ortaya çıkmıştır.

On beÅŸ aydan uzun süren bir çatışmadan sonra Gazze'de üç aÅŸamalı bir ateÅŸkes anlaÅŸması imzalandı. Hiç kimse iÅŸgalci İsrail'in anlaÅŸmaya sadık kalacağına güvenmese de vahÅŸi katliamların durması sevinçle karşılandı. AteÅŸkes sonrasında kimin baÅŸarı kazandığı, zaferin kime ait olduÄŸu konusu tartışılmaya baÅŸlandı. Gazze halkı ve Hamas bu geliÅŸmeyi direniÅŸin büyük bir zaferi olarak ilan etti. Siyonist katiller küresel kötülüÄŸü arkasına alarak yapmış olduÄŸu sivil katliamları baÅŸarı olarak sundular. İşgalci İsrail'in aşırı saÄŸcı kesimi ise yapılan anlaÅŸmadan memnun deÄŸildi. Kendileri adına ateÅŸkesi geri bir adım, yenilgi olarak yorumladılar. Soykırım ortağı ABD'nin eski ve yeni baÅŸkanı Biden ve Trump ise onca katliama suç ortaklığı yaptıktan sonra utanmadan ateÅŸkese varma baÅŸarısını kendilerine mal etmek derdindeydi.

Hamas ve bileÅŸenlerinin 7 Ekim 2023 tarihinde baÅŸlattığı Aksa Tufanı hamlesini anlamakta zorlanan bazı kompleksli Müslümanlar, harekatın ilk günlerinde İsrail ve Amerika'ya raÄŸmen böyle bir operasyonun olamayacağını ifade ederek Hamas'ın tuzaÄŸa çekildiÄŸini, İsrail'in 7 Ekim hamlesine göz yumduÄŸunu ileri sürmüÅŸlerdi. Åžimdi aynı çevreler Hamas ve Gazze halkının olaÄŸanüstü direniÅŸini görmezden gelerek; on binlerce ÅŸehit, yüzbinlerce yaralı ve tamamen yıkıma uÄŸrayan Gazze'ye odaklanıp bunca bedel ödemeye deÄŸer miydi sorusuna hapsolarak ortada herhangi bir baÅŸarı ya da zaferin olmadığını iddia ediyorlar. Benzer ifadeler iÅŸgalci İsrail ve iÅŸbirlikçisi mevcut Filistin yönetimince de kullanılıyor.

Aksa Tufanı hamlesinin ilk gününde yayınlanan İzzettin Kassam Tugaylarının komutanı Muhammed Deif'e ait ses kaydında ve birçok Hamas liderinin beyanında açıkça görüldüÄŸü gibi bu operasyonunun bazı temel sebepleri ve amaçları vardı. Bunlardan en önemlileri ÅŸöyleydi; Mescid-i Aksa'ya ve orada ibadet edenlere karşı yapılan saldırıların durdurulması, unutulan Filistin davasının tekrar gündemleÅŸtirilmesi, on yedi senedir devam eden Gazze kuÅŸatmasının kırılması, Siyonist iÅŸgalci-yerleÅŸimci-hırsızların geniÅŸlemesinin ve arsız saldırılarının engellenmesi, Siyonist iÅŸgalci zindanlarındaki esirlerin kurtarılması, iÅŸgalci çeteyle son dönemlerde hızla çoÄŸalan normalleÅŸme giriÅŸimlerine son verilmesi. Bu maddelerin hepsini teker teker ele almak gerekir. Ancak biz özet bir ÅŸekilde deÄŸerlendirdiÄŸimizde; Kudüs-Mescid-i Aksa ve Filistin davasının tekrardan Müslümanların hatta tüm dünyanın en önemli gündem maddesine dönüÅŸtüÄŸünü, Gazze kuÅŸatmasının kalkma imkanının doÄŸduÄŸunu, haklarında müebbet hüküm verilen ve on yıllardır hapis yatan çok sayıda Filistinli esirin kurtarıldığını, ÅŸimdilik normalleÅŸmenin durduÄŸunu söyleyebiliriz.

İşgalci İsrail'in Gazze'ye baÅŸlattığı barbarca saldırılardaki temel hedefleri ÅŸöyleydi; Hamas'ı askeri ve siyasi olarak yok etmek ve Gazze yönetiminde Hamas'a hiçbir söz hakkı tanımamak, Yahudi-Siyonist esirleri askeri operasyonla kurtarmak, Gazze'yi insansızlaÅŸtırmak, Gazzelileri Sina çölüne sürmek. İsrail"in bu hedeflerini masaya yatırdığımızda; Siyonist iÅŸgalcilerin çok sayıda Gazzeli lideri ÅŸehit etse de Hamas'ın askeri ve siyasi kanadını yok edemediÄŸi, esirleri geri getirebilmek için yok edeceÄŸini söylediÄŸi Hamas'la anlaÅŸma imzalamak zorunda kaldığını, Gazze halkını vatanlarının dışına süremediÄŸi gibi güneye göç edenlerin dahi kuzeye dönmesine engel olamadığını, iÅŸgal ettiÄŸi Gazze topraklarından geri çekilmeyi kabul ettiÄŸini görmekteyiz. Yahudilerin önümüzdeki yıllarda toplumsal huzurun sarsılması, ruhsal çöküntü, iç çekiÅŸmelerin derinleÅŸmesi, ekonomik kayıp ve dünyanın her yerinde yalnızlaÅŸmak gibi sorunlarla karşılaÅŸması pek muhtemeldir.

Birileri barbar Siyonist-Batı ittifakının Gazze ÅŸehrini ağır silahlarla yok edip, büyük çoÄŸunluÄŸu çocuk ve kadınlardan oluÅŸan yüzbinlerce sivili tüm dünyanın gözü önünde katledip sakat bırakmasını baÅŸarı ve zafer olarak nitelendiriyorsa, onlara yazının giriÅŸ kısmında deÄŸindiÄŸimiz hayvanlar aleminin kriterlerinin bile gerisine düÅŸmemelerini tavsiye etmek gerekir .

AteÅŸkes sonrası esir takaslarında ortaya çıkan tablo ise baÅŸlı başına ele alınması gereken bir konudur. Yüzlerce Kassam Tugayı mücahidinin tertemiz askeri kıyafetlerle, 7 Ekim'de kullanıldığı söylenen kamyonetlere binmiÅŸ halde kuzey Gazze'de ortaya çıkması yalnız iÅŸgalci İsrail'i deÄŸil tüm dünyayı ÅŸaÅŸkına çevirdi. Allah'ın aslanları dimdik ayaktaydı ve inanılmaz bir katliama maruz kalan Gazze halkı bu yiÄŸit insanları en derin sevgi ve saygıyla kucaklıyordu. İşbirlikçi Arap yönetimleri ve sözde Müslümanlardan bazıları bu kadar sıkıntıya uÄŸrayan Gazze halkının Hamas'a karşı isyan etmesini en azından nötr kalmasını temenni ediyorlardı ama onların bu ÅŸaşı bakışı kendilerini hayal kırıklığına uÄŸrattı. Güneyden kuzey Gazze’ye doÄŸru çocuk ve yetiÅŸkin on binlerce sivil Filistinlinin adeta sele dönüÅŸen o muazzam yürüyüÅŸü tüm mazlumlara umut olurken küresel emperyalizmi adeta çılgına çevirdi. İsrail gazeteleri ve kamuoyu bu manzara karşısında ÅŸok olmuÅŸlardı. TaÅŸ üstünde taÅŸ bırakmadıkları Gazze karşısında hezimete uÄŸradıklarını itiraf ediyorlardı.

Hamas cesaretiyle, merhametiyle ve zekasıyla bir kez daha tüm dünyayı sarsmıştı. Daha önceki esir takaslarında ortaya çıkan tablodan daha ötede bir hazırlıkla tüm insanlığa mesajlarını veriyordu. Dost düÅŸman herkes bu sahneden derslerini almaya devam edecektir. Emperyalizme ve Siyonizme karşı olduÄŸunu söyleyenler Gazze'nin mucizevi direniÅŸine gölge düÅŸürüp Hamas'a akıl vermek yerine kendi üzerlerine düÅŸen sorumluluÄŸu yerine getirmelidirler; ABD, İsrail, İşbirlikçi Arap ülkeleri ve Filistin yönetiminin Hamas'ı etkisizleÅŸtirme ve Trump'ın bunakça dile getirdiÄŸi Gazze halkını vatanlarından sürme niyetlerinin kesinlikle akamete uÄŸratılması, soykırımcı İsrail ve destekçilerinin yargı önünde mahkum edilmesi ve maddî tazminat ödemeye zorlanması, boykotun daha da derinleÅŸtirilip kalıcı kılınması, Gazze'nin imarı için çok hızlı harekete geçilmesi, Aksa Tufanı’nın Özgürlük Tufanı'na dönüÅŸmesi için STK’ların, alimlerin, aydınların, akademisyenlerin, sanatçıların, siyasetçilerin, öÄŸrencilerin ve tüm erdemli insanların kendi alanlarında seferberlik baÅŸlatmaları gibi birçok husus samimi insanların örgütlü çabalarını bekliyor.

Bazıları ateÅŸkesle her ÅŸeyin normale döndüÄŸünü-döneceÄŸini zannediyor yahut bilerek ya da bilmeyerek böyle bir hava estiriyor. Bilakis mücadele yeni bir merhaleye evrilerek daha da alevleniyor. Mesele Gazze'nin yeniden imar meselesine indirgenemez. Bu tür yaklaşımlar Aksa Tufanı’nı anlamamak ya da ona ihanet etmek anlamına gelir. Gazze ve Hamas aslında 7 Ekim'de baÅŸarıya ulaşıp büyük bir zafer kazanmıştı. On beÅŸ aydan daha fazla süren destansı direniÅŸiyle azgın düÅŸmana, mutlak ve arsız kötülük ÅŸebekesine boyun eÄŸdirerek bu baÅŸarısının tesadüfi bir geliÅŸme olmadığını ortaya koydu. Artık tüm ümmet ve emperyalizm karşıtlarının bu mücadelede daha etkin ve cesur sorumluluklar alması gerekiyor. Daha ÅŸimdiden tekrar soykırımcı İsrail'le ticaret yapmak ve iliÅŸkileri normale çevirmek isteyen Müslüman ülkelerin bu kötü niyetlerini kursaklarında bırakacak bir irade gösterildiÄŸinde Gazze'nin zaferi tüm ümmetin ve insanlığın zaferine dönüÅŸecektir.

Ebu Ubeyde’nin İzzeddin El-Kassam Tugayları Genel Komutanı Muhammed Deif ve altı komutanın ÅŸehadetini muÅŸtuladığı beyanında ifade ettiÄŸi gibi; onlar hakikat yolunda ilkelerine ve ahitlerine sadık kalarak mücadele edip ÅŸehit oldukları için zafere ulaÅŸtılar. Onlar bir ölüp binleri dirilttikleri ve tüm mazlumlara ilham kaynağı ve umut oldukları için zafere kavuÅŸtular.

*Bu makalede ifade edilen fikirler yazara aittir ve İslam DüÅŸüncesi'nin editoryal duruÅŸunu yansıtmayabilir.

Yorum Yapın