Cahiliye 1

“İslam’da cahiliyeyi bilmeyenler türeyince,

İslam’ın düğümleri teker teker çözülür.”

Hz. Ömer

Cahiliyeyi Tanımanın İslam’ı Kavramadaki Önemi

Eşyaya kâmil manada vâkıf olmanın şartlarından biri de vâkıf olunmak istenen şeyin zıddını bilmektir. Nitekim bu kaide İslam düşünce tarihinde de kabul görmüş genel bir ilkedir. Biz de kudemânın tabiri ile İslam’ı efradını câmi ağyarına mâni bir şekilde tanımak ve tanımlamak istiyorsak, cahiliyeyi göz ardı etmek mümkün değildir. Yani İslam’ı oluşturan tüm kaideleri, değerleri, ilkeleri bir araya getirirken hem hususi hem de içtimai düzeyde İslam’ın müesseseleşmesine mâni olan ve İslam ile bağdaşmayan her türlü cahilî düşünce, tutum, davranış ve kuralı da bilmek, tanımak ve içtinap etmek gerekir.

Cahiliyenin Kökeni: Cehalet

Alelıtlak bir sözlükte cehalet kelimesinin her ne kadar c-h-l kökünden geldiğini görsek de esaslı bir kâmus ve giriş seviyesinde bir etimolojik araştırma asıl kökenin c-v-l olduğunu bize gösterir. Bu da cevelan etmek, amaçsızca yönünü bilmeden dönüp durmak, dolaşmak anlamına gelir. İlm kelimesinin ise yine bu seviye bir lügatte iz, işaret, alamet anlamına geldiğini görmek mümkündür.

Çöl bedevisinin zihninde yoğrulmuş bu iki kelimeyi yorumlayacak olursak ilim: çölde iz, işaret ve alametleri okuyarak doğru yola varmayı, cehalet ise ilimden yoksunluk halinde çölün içinde yönsüz kalarak dönüp dolaşmayı, doğruya varamamayı ifade etmektedir.

Râgıp el-Isfahani el-Müfredat isimli kült eserinde cehalete üç anlam biçmektedir:

1. İnsanın bilgiden yoksun olma hali. Bu durum cehaletin en masum ve kısmen kabul edilebilir halidir. Râgıp, bu tür cehalet için Bakara/273. ayeti misal getirir. Buradaki bilmemek yani cehalet durumu kınanacak ya da yerilecek bir durum değildir.

Ancak bilgi yoksunluğu anlamına gelen bu cehalet belli bir seviyeye kadar kabul edilebilirdir. Söz gelimi bir kimsenin fizik, kimya, matematik, edebiyat, miras hukuku gibi ihtisas gerektiren alanlarda gösterdiği cehalet kabul edilebilirken (bilmeden bilmiş gibi davranma küstahlığı hariç) iman ve ibadetin aslına taalluk eden hususlarda cehaletin masum ve kabul edilebilir olması kâbil değildir.

Bilhassa Maturidi ekolde Allah, din, kitap, peygamber kelimelerini dahi duymayacak kadar sosyal ve dini hayattan tecrit halde yaşamış bir kimsenin bile fıtratının iyi (yakınlara iyi davranma) ya da kötü (hırsızlık, cana kast) emrettiği hususlardan mesul olduğu izahtan varestedir.

2. Bir şeye gerçekte olduğundan farklı bir şekilde inanmak. Bu manada artık cehaletin o azıcık olan masumiyeti de kaybolmaya başlamakta ve cehalet zulme evrilmektedir. Bu tip cehalet için Müfredat’ta Hucurat Suresi 6. ayet örnek verilmekte, gerekli tahkikat ve tetkik yapılmadan bir bilginin peşine inanç seviyesinde düşerek hareket etmek yerilmektedir.

3. Bir şeye ister doğru inansın isterse yanlış inansın, bir şeyi olması gerektiğinin dışında yapmak. Burası artık cehaletin cahiliyeye doğru kökleştiği, eskilerin “cehl-i mik’ab” dedikleri cehalet türüdür. Nitekim Musa Aleyhisselam’ın Kur’an-ı Kerim’de Allah’a sığındığı cehalet bu tip bir cehalettir. Yahudiler inek kurban etme emrini tebliğ eden bir peygamberi Allah’ın emrini eğlence ve alay malzemesi etmekle itham edince bir peygamberden sadır olması mümkün olmayan bu denli cehalet karşısında Musa Aleyhisselam Allah’a sığınmıştır.

Buna karşın, Musa Aleyhisselam, Hızır olarak anılan ve Kur’an-ı Kerim’de kullarımızdan bir kul olarak tarif edilen şahsı tanımamak ve bilmemekten kaynaklanan cehaletten endişe duymamıştır. Çünkü bu, ilk anlamdaki ve kısmen kabul edilebilir bir cehalet türüdür.

Cehaletin Sistemleşmiş Hali: Cahiliye

Cahiliye: Cehaletin tüm masum ve kabul edilebilir taraflarının ortadan kalktığı; komplike, sistemli, çok katmanlı, planlı ve bilinçli bir hal aldığı inanç, tutum, tavırları ifade eden müessesedir.

Cahiliye kelime anlamı olarak bilgisizlik, hafif meşreplik, sathi düşünce, idrak yoksunluğu, aklı yönetememe, duygularına yenik düşme, kabalık, taassup, kendini aşırı büyük görme olarak tanımlanmaktadır.

Bir dönemin değil bir durumun adı: Cahiliye

Cahiliye ifadesi, amiyane tabirle kör cahil olma, bilim ve teknolojiden uzak kalma olarak ifade edilmekte ve şehir hayatının dışında bir sahaya itilmektedir. Halbuki Kur’an-ı Kerim cahiliye Araplarını ikaz ederken kendilerinden daha bilgili, daha kabiliyetli, geçim vasıtaları daha yüksek toplumların da aynı bataklığa düştüğünü ifade ederek cahiliyenin zamanla ve iktisadi, mali, ilmi ve teknolojik gelişmişlikle ilgisinin olmadığını, pekâlâ yüksek iktisadi kaynakların, ilmi ve teknolojik gelişmelerin kaydedildiği zaman dilimlerinde de cahiliyenin mevcut olabileceğini ortaya koyar.

Yine genel kabul gören kaynaklarda cahiliye dönemi, genellikle Hz. Peygamber öncesi Arapları ifade etse de esasen Hz. Adem’den günümüze kadar toplumların bilinçli ve sistemli şekilde İslam ekseninden kaydığı her zaman dilimi cahiliye dönemi olarak değerlendirilebilir.

Bu dönem ister anlık bir davranışın bir saniyelik süresince cereyan etsin, isterse binlerce yıl devam eden bir nesiller silsilesini kapsasın, sonuç değişmez, bu dönemin adı cahiliye dönemidir. Zamanın azlığı veya çokluğu ya da müntesiplerinin sayısı cahili davranışın mazereti olarak kabul edilemez.

Cahiliyenin İki Türü: Masiyet ve Küfür

Küfür cahiliyesi, ismiyle müsemma olduğu üzere kişinin ya da toplumun Allah’tan başkasını açıkça ilah edinmesiyle ortaya çıkan mahza bir küfürdür. Ancak biz bu çalışmamızda İslam toplumunun içinde bulunduğu duruma binaen masiyet cahiliyesini detaylandırmakla iktifa edeceğiz.

Masiyet cahiliyesi tanımdan da anlaşılacağı üzere Allah’ın tek ilah ve mabud olma vasfını kabul etmekle birlikte İslam’ın getirdiği diğer ilkeleri sistemli ve kısmen bilinçli şekilde ihlal edilen dönemi tanımlamak üzere kullanılmaktadır.

Biz kadim kitabımızda “…-cahiliye” şeklinde geçen 4 cahiliye terkibini irdeleyeceğiz. Elbette ki Kur’an-ı Kerim’de cahiliye kelimesinin kökü pek çok kelimede kullanılmış ve hadisi şeriflerde de bir takım cahiliye tasnifleri yapılmıştır. Ancak çalışmamızın sınırlarını belirlemek ve malumatfuruşluktan imtina ederek lübün lübbü bir cahiliye tanımı yapabilmek için biz bu 4 ayetle iktifa etmeyi tercih ettik.

Cehalet kelimesinin kökleriyle birlikte Kur’an-ı Kerim’deki yerinin ve hadis-i şeriflerdeki cahiliye tanımının işin daha erbabı bir kardeşimizin kaleminden çıkacak bir değerlendirmeyle bu çalışmamızın tamamlayıcısı olacağını ümit ediyoruz.

devam edecek…

Yorum Yapın